www.mevzuattakip.com.tr |
UYARI: Makale’nin tamamına, sitemize üye girişi yaptıktan sonra ulaşabilirsiniz. Siteye üye değilseniz, lütfen ÜYE OL butonuna tıklayarak üye olunuz. Üyelik esnasında, girilen bilgilerin şüpheli olması halinde, üyeliğiniz silinecektir.
Köy Ve Belediyelerde Roller Değişiyor
Ayşe ÜNAL
Yüksek Şehir Plancısı
GİRİŞ
On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 Sayılı kanun 06.12.2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6447 sayılı kanunla değişikliğe uğrayarak Ordu ili de büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşmuştur. 6360 Kanunun yürürlük maddesi değerlendirildiğinde kanun maddelerinin oldukça büyük bir bölümü ilk mahalli idareler genel seçimleriyle birlikte yürürlüğe girecektir. Ancak bazı hükümler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerlidir.
Anılan kanun hem mevcut Büyükşehir Belediyeleri, hem de yeni kurulacak büyükşehir belediyelerinin belediye sınırlarının tanımlanmasına yeni kurallar getirmektedir. Kanunun temel felsefesi özetle “...mevcut yerel yönetim yapısı ile yerel nitelikteki kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulması olanağı kalmayan bazı illerde kamu hizmetlerinin vatandaşların artan beklentilerini karşılayabilecek nitelik ve kabiliyetle donatılmış, ideal ölçekte etkin hizmet sunma potansiyeline sahip yerel yönetimlerce sağlanması öngörülmekte ve bu doğrultuda düzenleme yapıldığı”[1]şeklinde açıklanmaktadır.
İstanbul ve Kocaeli İl mülki sınırları içerisinde kalan köylerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçimleriyle kalkacak ve bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılacaklardır. Kanunun genel gerekçesinde de belirtildiği üzere 5216 sayılı Kanunun yürürlüğe girişinden bu yana İstanbul ve Kocaeli illerinde uygulanan büyükşehir yönetim modelinin imar, planlama, ulaşım, itfaiye gibi geniş çerçevede eşgüdüm ve bütünlük içerisinde yürütülmesi gereken mahalli müşterek nitelikteki kamu hizmetlerinin sunumunda etkinlik sağladığı gözlenmiş bu uygulamanın tüm büyükşehir belediyelerinde uygulanması öngörülmüştür.
Bu amaçtan hareketle yapılan yasal düzenleme ile 28 ilin il özel idarelerinin de tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçimleriyle kaldırılacaktır[2].
Bu çalışma iki bölüm olarak ele alınacaktır.
Birinci bölümde; 6360 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle mevcut imar uygulamalarında ne tür değişiklikler ve yenilikler getirildiği üzerinde durulacaktır.
İkinci bölümde ise; 6360 sayılı yasanın ilk mahalli idare genel seçimleri sonrasında yürürlüğe girecek olan maddelerindeki imar uygulamalarına ilişkin yeniliklerden bahsedilecektir.
BİRİNCİ BÖLÜM
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda getirilen değişiklikler[3];
6360 sayılı yasanın bazı belediyelerin tüzel kişiliklerin kaldırılması ile ilgili hükümleri henüz yürürlüğe girmediğinden bu bölümde ifade edilen değişikliklerden mevcut Büyükşehir belediyeleri ve bu belediyelerin ilçe ve belde belediyeleri sorumludur.
Büyükşehir belediyelerinin mevcut görev ve sorumluluklarına;
· Gayrisıhhî işyerlerini, eğlence yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak;
· İnşaat malzemeleri, hurda depolama alanları ve satış yerlerini belirlemek,
· Gerektiğinde mabet amaçlı bina ve tesisler yapmak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak,
görevleri eklenmiştir.
5216 sayılı kanunun (z) bendinde yer alan; “z) Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları insandan tahliye etmek ve yıkmak.”görev ve sorumluluğu büyükşehir belediyelerinde iken 6360 sayılı kanunda yapılan değişiklikle; “Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etme ve yıkım konusunda ilçe belediyelerinin talepleri hâlinde her türlü desteği sağlamak.” ifadesi getirilmiştir. Bu ifade ile büyük şehir belediyeleri afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlikeli binaların tahliye ve yıkımından sorumlu olmayacaktır. Ancak; ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları başlığı altında, ilçe belediyesi talep ederse büyükşehir belediye başkanlığınca destek sağlayabilecektir.
Bilindiği üzere bazı büyükşehir belediyeleri 5216 sayılı kanunun 7’nci maddesinin (z) bendindeki görevlerini belediye meclis kararı ile ilgili ilçe belediyelerine devretmişler, bazı ilçe belediyeleri de bu meclis kararının iptaline yönelik dava açmışlar ve bu davalarda büyükşehir belediyelerinin (z) bendindeki görevlerini ilgili ilçe belediyesine devredemeyeceklerine hükmedilmişti.Yapılan değişiklik ile büyükşehir belediyeleri yıkım ve tahliye konusunda doğrudan sorumlu olmayacaklardır. Ancak, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkındaki Kanun özelinde konu değerlendirildiğinde Kentsel Dönüşüm uygulamasını yapan belediyeler yıkım ve tahliye işlemlerini gerçekleştireceklerdir. Gerçekleştirememeleri halinde ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’da yıkım ve tahliye işlemlerini gerçekleştirebilecektir.[4]
Büyükşehir belediyeleri 5216 sayılı kanunun 7’nci maddesinin birinci fıkrasının c) bendindeki “Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje, yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak.” Yönündeki yetkilerini, imar planlarına uygun olarak kullanmak ve ilgili belediyeye de bildirmek zorundadır. 6360 sayılı kanun ile görevlerinden bazılarını daha ilçe belediyelerine devredebileceğine ilişkin hükümler getirilmiştir. Bunlar;
Büyükşehir belediyeleri;
- Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek.
- Mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek, defin ile ilgili hizmetleri yürütmek
- Her çeşit toptancı hallerini ve mezbahaları yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek, imar plânında gösterilen yerlerde yapılacak olan özel hal ve mezbahaları ruhsatlandırmak ve denetlemek, görevleri ile temizlik hizmetleri ve adres ve numaralandırmaya ilişkin görevlerini belediye meclisi kararı ile ilçe belediyelerine devredebilecekler veya birlikte yapabileceklerdir.
Yetki devrinin yapılabilmesi için ilçe belediyesi ve bağlı bulunduğu büyükşehir belediyesi arasındaki mutabakatın söz konusu olması gerektiği anlaşılmaktadır. İlçe belediyesi istese dahi büyükşehir belediyesi yetki devrini vermeyebilir ya da ilçe belediyesi yetkiyi almak istemeyebilir.
Yukarıda bahsedilen değişikliğe paralel olarak 5216 sayılı kanunda belirtilen “ilçe ve ilk kademe[5] belediyelerinin görev ve yetkileri” arasına;
- Mabetlere ait binaların yapımı, bakımı, onarımına yönelik hizmetleri yapmak,
- Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etmek ve yıkmak, görevleri eklenmiştir.
Ayrıca, “büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler”, hükümleri getirilerek il sınırları içerisinde tarımsal niteliğin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması için yerel yönetimlere de yükümlülük getirilmiştir. Ancak bu konularda nelerin yapılabileceği konusunda bir açıklama bulunmamakta olup bu maddenin uygulama ilkelerine ihtiyaç bulunmaktadır.
Büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisindeki her türlü taşımacılık hizmetlerini koordinasyon içerisinde sürdürmesi esastır. Bu amaçla büyükşehir belediye başkanı veya görevlendirdiği kişinin başkanlığında “Ulaşım Koordinasyon Merkezi” kurulması zorunludur. Koordinasyon merkezinde yer alacak kamu kurum ve kuruluşların yönetmelikle belirlenmesi esastır. Getirilen değişiklikle koordinasyon merkezini oluşturan kurum ve kuruluşların içerisinde Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun bir temsilcisi bulunmak zorundadır.
Büyükşehir belediyesinin giderlerini belirten 24’ncü maddesinde de değişikliğe gidilerek (n) bendi büyükşehir belediyelerinin büyükşehir belediyesi kanunu ile kendilerine verilen görevlerle sınırlı olmak kaydıyla yurt içi ve yurt dışı kamu ve özel kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve diğer proje giderlerini bütçelerinden karşılayabileceklerdir.
Büyükşehir belediye yasası bir şemsiye yasadır. Görev ve yetkilerinin yanısıra belediye sınırları içerisinde yeralan belediyeler arası hizmetleri, ilişkileri koordine etmekle görevlidir. Büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik uyum ve koordinasyon büyükşehir belediyesi tarafından sağlanır. Gerek büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri ve gerekse de ilçe belediyeleri arasında ihtilaf çıkması durumunda büyükşehir belediyesi, belediye meclisi kararı ile yönlendirici ve düzenleyici kararlar almakla yetkili kılınmıştır.
Teknik ve bilimsel olarak otopark ihtiyacının bina ve parsel içerisinde tamamen veya kısmen karşılanamaması durumunda belediyelerin hesabına otopark ücreti yatırılmakta idi. Ancak, otopark ücretinin ne kadar süre içerisinde büyükşehir belediyesi hesabına aktarılacağına ilişkin kanunda bir düzenleme bulunmadığından belediyeler arasında anlaşmazlıklar çıkabilmekteydi. 5216 sayılı kanuna eklenen fıkra ile belediyeler otopark ile ilgili gelirleri tahsil tarihinden itibaren kırkbeş gün içinde büyükşehir belediyelerine aktaracaklardır. Büyükşehir belediyeleri bu geliri istedikleri yatırımda kullanabilecekler mi? Büyükşehir belediyeleri bu gelirleri otopark tesisi için gerekli arsa alımları ile bölge ve genel otoparkların inşaasında kullanmak zorundadır. Otopark Yönetmeliği’nin 10’ncu maddesinde belirtildiği üzere Büyükşehir belediyeleri her ilçe belediyesinden aktarılan otopark bedellerini o ilçe belediyesi sınırları içerisinde kullanmakla yükümlüdür.
5393 Sayılı Belediye Kanununda imar ve bayındırlık konularında getirilen değişiklikler[6]
5393 sayılı kanun belediyenin kuruluşu, karar organları, yönetimi, görev, yetki ve sorumluluklarını tanımlayarak çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir. 6360 sayılı kanun getirdiği bir çok düzenlemenin yanısıra aslında büyükşehir belediyelerinin birleşme ve katılma yoluyla yeni sınırlarını tanımlamaktadır. Dolayısıyla büyükşehir belediye kanunu, 6360 sayılı kanun ve 5393 sayılı Belediye Kanunu birbirinden bağımsız düşünülmemelidir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun birleşme ve katılma bölümünü oluşturan 8’nci maddesine bir fıkra eklenerek, büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ayrılma yoluyla yeni bir belde kurulabilmesi için belde nüfusunun 100.000 den aşağı düşmemesi ve yeni beldenin nüfusunun 20.000 den az olmaması zorunlu hale getirilmiştir. Mahalle ve yönetimi bölümünde ise belediye sınırları içerisinde nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamaz ifadesine yer verilmiştir. Ancak mahalle kurulmasına ilişkin hükmün ileriki günlerde tartışmalı taleplere de açık duruma gelebileceği düşünülmektedir. Şehirlerde ve yerleşim alanlarında özellikle de nüfus ölçeği nispeten büyük belediyelerimizde gerek alan itibariyle ve gerekse de nüfus itibariyle oldukça büyük konut siteleri bulunmakta ve bu sitelere de her geçen gün yenileri eklenmektedir. Öyle ki bahse konu konut siteleri tüm sosyal donatı alanlarını kendi sınırları içerisinde karşılayabilmektedir. Tanımlandığı şekliyle bir konut sitesi mahalle olmak isteği ile başvurabilecekmidir, başvurması halinde hangi kriterlere göre mahalle olamayacağına karar verilecektir? Bu nedenle belki de mahalle kavramını tanımlar bölümünde daha açık ve belirli ilkelerle tanımlanması gerekmektedir.
Önemli yeniliklerden birisi ise baz istasyonlarına yöneliktir. Belediyeler, belediye mücavir alan sınırları içerisinde ilgili kanunlara göre kuruluş izini verilen alanda tesis edilecek elektronik haberleşme istasyonlarına kent ve yapı estetiği ile elektronik haberleşme hizmetinin gerekleri dikkate alınarak ücret karşılığında yer seçim belgesi verecektir. Ancak, yer seçim belgesi karşılığında alınacak ücret Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca belirlenecektir. Ücreti yatırılmış ise belediye, yirmi gün içinde yerseçim belgesini vermekle yükümlüdür. Eğer vermez ise yirmi gün sonunda yerseçim belgesi verilmiş sayılacaktır. Büyükşehir sınırları içerisinde yer seçim belgesi vermeye ve ücretini almaya büyükşehir belediyeleri yetkili kılınmıştır.
5393 sayılı kanunun 14’ncü maddesinin (r) bendinde ifade edilen baz istasyonları ile ilgili yer seçim belgesi verilmesine yönelik uygulama;
1- Sadece belediye mücavir alan (kanun maddesindeki ifade aynıdır) sınırları içerisinde mi verilecektir, belediye sınırları içerisinde belediyeler yer seçim belgesi veremeyecekmidir? Aslında bu ifadeyi“belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde” şeklinde anlamak gerekmektedir.
2- Açık alanda veya bina içerisinde uygulama nasıl olacaktır, yer seçim belgesi sadece baz istasyonunun nerede yer alacağına ilişkin bir arazi kullanım kararıdır. Ancak yapı izini ve kullanım izini nasıl verilecektir? Kanunda bu açık olmadığı için baz istasyonu ile süregelen tartışmalar devam edecektir.
3- Yer seçim belgesi ücreti tesis edilecek elektronik haberleşme istasyonunun kapladığı metrekare alan üzerinden mi verilecektir, bedeli nasıl belirlenecektir, hizmet verdiği bölgedeki abone sayısı ve veya ortalama konuşma sayısı ve süresi üzerinden mi tespit edilecektir,
Gibi sorulara cevap aranması ve tespitin ne şekilde yapılacağı konusunda acilen çözüm oluşturulması gerekmektedir.
Ayrıca, alınacak yer seçim belgesi ücreti bir ücret olduğuna göre birim ücretin oluşturulmasının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca değil de belediye meclisi tarafından tespit edilmesi daha isabetli olacaktır.
Bunlarla birlikte yer seçim belgesi ücretinin büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerince alınması yerine ücretlerin ilgili ilçe belediyesine yatırılması, büyükşehir belediyesine de belirlenecek bir oranda pay verilmesi isabetli olacaktır.
GEÇİCİ MADDELERLE GETİRİLEN İMAR UYGULAMA YETKİLERİ
1- GEÇİCİ MADDE 1 HÜKÜMLERİ;
Tüzel kişilikleri kaldırılan(/kaldırılacak olan) belediye ve köylerde İmar Planı ve değişikleri nasıl onaylanacaktır?
6360 sayılı kanunla mahalleye dönüşecek olan köy ve belediyelerin katılacakları belediye ile imar uygulamalarına ait ilişkileri 06.12.2012 tarihinden itibaren yürürlüktedir. Bu tarihten itibaren bahse konu köy ve belediyelerde;
Ø Yeni nazım ve uygulama planının yapılması,
Ø İmar planı değişikliği ve revizyonu,
Ø Her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç)
Katılacakları belediyenin onayına bağlıdır. Onay kelimesinden yürürlükteki mevzuat gereği belediye meclisinin onayı anlaşılmalıdır.
İçişleri Bakanlığı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü de “Onayı gerektiren konuyla ilgili olarak mevzuatında belediyenin hangi organı tarafından karar alınması gerekiyor ise onayın da katılacakları belediyenin o organı tarafından alınmalıdır.” Görüşündedir.
Tüzel kişilikleri kaldırılan İl Özel İdarelerinde imar yetkileri nasıl kullanılacaktır?
6360 sayılı kanunla tüzel kişilikleri kaldırılacak olan il özel idarelerince yapılması düşünülen her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç) içişleri bakanlığının onayı ile yapılabilecektir. Burada bahsedilen “İmar Uygulaması” ifadesinden; nazım imar planı, uygulama imar planı, parselasyon planı ile bu planlara ait değişikliklerden hangisi anlaşılmalıdır?
3194 sayılı İmar Kanunu’nun Ek Madde 3’te yer alan “İmar uygulaması” işleminden encümen kararı alınmasını gerektiren parselasyon planlarını anlamak gerekmektedir. Yine 3194 sayılı kanun gereği hazırlanan ve yürürlükte olan “İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik” in 20’nci maddesi “imar uygulaması” ifadesi için parselasyon planını işaret etmektedir. Bir başka deyişle “Uygulama İmar Planı” ile “İmar Uygulaması” ifadesi aynı anlama gelmemektedir. Uygulama İmar Planı, 1/1000 ölçekli İmar Planıdır, İmar Uygulaması ise Parselasyon planıdır. Her iki planın karar organı farklı, içeriği ve niteliği farklıdır.
Ancak kanunun genel çerçevesine bakıldığında ifadenin aslının “nazım imar planı, uygulama imar planı, parselasyon planı ile bu planlara ait değişiklikler” olarak anlaşılması gerekmektedir.
Tüzel kişilikleri kaldırılan ve mahalleye dönüşen köylerde işyeri açma izinleri ve yapı ruhsatı nasıl verilecektir?
6360 sayılı kanunun yayınlandığı tarih olan 06.12.2012 tarihi itibariyle Ulusal Adres Bilgi Sistemine kayıtlı olan veya Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uydu fotoğraflarıyla tespit edilen yapılardan;
Ø Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı işletmeler,
Ø Köylerde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta, pansiyon, tanıtım ve teşhir büfeleri,
Ø Yerleşim yeri halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatifler
işletme ruhsatı almış sayılacaktır.
Buradan bahse konu yapılarda;
Ø İnşaatın bitmiş olması,
Ø Numarataj bilgisine sahip olması veya halihazır harita ya da uydu fotografında tespitinin yapılabiliyor olması
Ø Veya geriye dönük elektrik ve su makbuzlarının da bulunması nın yeterli olacağı anlaşılmalıdır.
İşyeri yapıları ile konutların, imar mevzuatına göre ruhsatlı ve iskanlı sayılabilmesi için;
Ø 6360 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 06.12.2012 tarihine kadar bitmiş olması,
Ø Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya belediye veya üniversiteler tarafından bu yapıların imar mevzuatına uygun olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü Şubat 2013 tarihinde bir genelge yayınlamış ve uygulamanın bu genelgeye göre sürdürülmesi istenilmiştir.[7] Kanunda “Bu yapılar elektrik, su ve bunun gibi kamu hizmetlerinden faydalandırılırlar.”ifadesi yer almaktadır. İmar mevzuatını bütün olarak düşündüğümüzde hangi sebeple olursa olsun yapılara bağlanan su ve elektrik hizmeti bu yapılara yasal olduğu niteliğini kazandırmayacaktır. Ancak, bu kanundaki ifadeye göre; imar mevzuatına uygun olarak yapılan yapılara mı elektrik, su bağlanacak ya da 06.12.2012 tarihinde bitmiş olduğunu ispat eden yapılara mı hizmet götürülecektir? bu hususun da açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. 3194 sayılı kanunun ilgili hükümleri ile yüksek mahkeme kararları göz önüne alındığında içinde oturulan ve hizmet götürülen yapıların hizmetinin kesilmesi mümkün görülmemektedir. Ancak bu husus yasalara uyulmadan yapılan yapılara bir hak doğurmayacaktır. Henüz içerisine yerleşilmemiş olan yapılara ise ruhsat alınmaksızın hizmet götürülmesi mümkün olmayacaktır.
Binaların değerlendirilmesinde binanın bulunduğu arazinin imar planındaki durumu, cinsi, niteliği, inşaat alanının büyüklüğü, kat yüksekliği, inşaatta kullanılan malzeme, taşıyıcı sistemi gibi unsurlar göz önünde bulundurularak can ve mal güvenliği açısından sağlam yapı olup olmadığı test edilmeli ve rapora bağlanmalıdır.
2- GEÇİCİ MADDE 2 UYGULAMALARI
Köye dönüşecek belediyelerde imara ilişkin uygulamalar nasıl gerçekleştirilecektir?
Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2000’in altına düşen belediyeler ilk mahalli idareler genel seçiminden itibaren köye dönüşecektir.
Bu durumdaki belediyeler ile kanun gereği komşu belediyeye katılarak mahalle olacak veya katılma suretiyle 2000 nüfusun üzerine çıkarak tüzel kişiliği korunacak olan belediyelerde yeni nazım ve uygulama imar planının yapılması, her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç), il özel idaresinin veya katılacakları belediyenin onayına bağlıdır. Yukarıda da bahsedildiği üzere “onay” kelimesi yetkili karar organından alınacak onay olarak algılanmalıdır.
İLK MAHALLİ İDARELER SEÇİMİNDEN İTİBAREN İMAR UYGULAMALARINDAKİ YENİLİKLER
Kanunun ilk mahalli idareler genel seçimlerinden sonra yürürlüğe girecek maddelerindeki imar uygulamalarına ilişkin İlçe belediyelerine katılacak olan köylerde uygulanmak üzere önemli görevler verilmiştir.
Ø İlçe belediyeleri 6360 sayılı kanuna göre mahalleye dönüşen köylerde ticari amaç taşımayan mesken yapıları için yürürlükteki imar mevzuatı doğrultusunda yörenin geleneksel, kültürel ve mimari özelliklerine uygun tip mimari projeler yapacak ya da yaptıracaktır.
Ø İlçe belediyeleri tip mimari proje yapımını büyükşehir belediyesinden talep edebilecektir. Bu durumda büyükşehir belediyesi yukarıdaki ifade edilen tip mimari projeleri yapacak ya da yaptıracaktır.
Ø Tip mimari projenin uygulanacağı alan sınırını ilgili ilçe belediyesi belirleyecektir. Yürürlükteki uygulamalar süreci değerlendirildiğinde ilçe belediyesi tip proje uygulanacak alan sınırını belediye meclisi kararı ile belirlemelidir. Belediye meclisi kararında ilgililerince özel proje uygulanmak istenmesine olanak sağlayan ifade bulunmalıdır. Böylece tip mimari proje uygulaması yapılacak olan alanda özel teşebbüslere de izin verileceğinin yolu açılmış olacaktır.
Ø Hazırlanan tip mimari projeler başvuru sahiplerine belediyesince ücretsiz verilecek ve uygulanması belediye tarafından denetlenecektir.
Ø İlgililer tip projeler dışında özel proje yapma talebinde bulunabileceklerdir. Bu özel projelerin yürürlükteki mevzuat uyarınca ilçe belediyesinden onaylanması esastır.
Büyükşehir belediyeleri;
Ø Yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını gerçekleştirmekle yetkili,
Ø Yetki alanındaki yolların (buradan meydan, bulvar, cadde ve anayolları da anlamak gerekir) temizliği ve karla mücadele çalışmalarını yürütmekle yükümlü,
Ø Kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yollara cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymaya yetkili,
Olacaktır. Ayrıca;
Ø İlan ve reklam asılacak yerleri, şekillerini ve ebadını belirleyecek,
Ø Meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara numara verilmesi işlemlerini gerçekleştirecektir.
6360 sayılı kanunun uygulanmasında ortaya çıkan tereddütleri gidermeye, düzenleyici ve yönlendirici işlemler yapmaya İçişleri Bakanlığı yetkili kılınmıştır[9]. Bu nedenle tereddüte düşülen konularda İçişleri Bakanlığı’ndan uygulamaya esas görüş almadan işlem yapılmamasına dikkat edilmesinde fayda bulunmaktadır.
[1] Başbakanlık, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü, Genel Gerekçe, 08.10.2012
[2] Bu Kanunun1’inci maddesi ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe girecektir.
[3] Bu başlık altında yazılanlar kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerlidir.
[5] Buradaki “ilk kademe” ifadesi henüz değişmemiştir, ancak dikkate alınmaması gerektiği düşünülmektedir.
[6] Bu başlık altında yazılanlar kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerlidir.
[7] Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, 2013/5 sayılı genelge.
[8] İlk mahalli idareler genel seçimleri ile yürürlüğe girecek uygulamalar.
[9] 6360 sayılı kanun, madde 4/(10)
Telefon: +90 (312) 473 84 23
E-Posta: [email protected]
Adres: Çetin Emeç Bulvari Hürriyet Cad. No: 2/12 Çankaya ANKARA