Anayasa Mahkemesi, katılmadığı duruşmada savunması alınmadan mahkumiyet kararı verilen kişinin, adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, görevi kötüye kullanma suçundan hakkında dava açılan bir avukat, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Sanık avukatın katılmadığı duruşmada dava zamanaşımından düşürüldü. Düşme kararına yapılan itiraz üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine geldi.
Duruşma açılarak yapılan yargılamada, sanığın davetiye tebliğine rağmen mazeretsiz duruşmada hazır bulunmadığını tespit eden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi, düşme kararını kaldırarak, avukatın görevi kötüye kullanma suçundan 9 bin lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına kesin olarak hükmetti.
Karardan haberdar olan avukat, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, müvekkillerine ait duruşmalara katılması nedeniyle kendisi hakkında açılan Bölge Adliye Mahkemesindeki duruşmada bulunamadığını savundu. Yargılamanın hiçbir aşamasında savunmasının alınmamasına rağmen mahkumiyetine karar verildiğini belirten avukat, böylelikle savunma hakkının ihlal edildiği öne sürdü.
Yeniden yargılama yapılacakAnayasa Mahkemesi, avukatın bireysel başvurusunda, adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine de hükmedildi.
Gerekçede, suç isnadı altındaki kişiye savunma hakkının şeklen değil, gerçek anlamda sağlanması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında da yer aldığı üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de suç ile itham edilen herkesin savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının düzenlendiği belirtildi.
Başvuru konusu olayda, başvurucuya hem mahkemece hem de Bölge Adliye Mahkemesince duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği, başvurucunun mazeret bildirmeksizin her iki duruşmaya da katılmadığı anlatılan gerekçede, Bölge Adliye Mahkemesindeki duruşmada başvurucunun savunması alınmadan mahkumiyetine kesin olarak karar verildiği kaydedildi.
Başvurucuya iddianamenin tebliğ edildiği, hakkındaki suçlamalardan haberdar edildiği, savunma için gerekli hazırlıkları yapabileceği zamanın verildiği, duruşma günlerinden haberdar edildiği konusunda şüphe bulunmadığı ifade edilen gerekçede, “Ancak yargılamanın hiçbir aşamasında mahkeme huzurunda bizzat savunma yapmadan adli para cezasına mahkumiyetine kesin olarak karar verilmesi başvurucunun savunma hakkının ihlal edilmesi sonucunu doğurmuştur.” denildi.