Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde merkeze bağlı kırsal Bostancılar Mahallesi'nde çiftçilikle uğraşan Davut Türkel, küçük yaştan itibaren resimle ilgilenmeye başladı.
Televizyonda belgesel izlerken dikkatini çeken hat sanatına merak salan Türkel, 4 yıl önce bununla ilgili kursa gitti. Özel hazırlanmış kağıtlara hat işleyen Türkel, daha sonra bu sanatı, sararan yapraklara uygulamaya karar verdi. Türkel, yaprakları özel işlemlerden geçirdikten sonra kurutup, hat sanatıyla buluşturuyor.
Davut Türkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte hattat Abdulkadir Kuşkıran'dan eğitim aldığını söyledi.
“Hatta 'hat' demek 'haddini bilmek' demektir”
Osmanlı dönemi öncesine dayanan hat sanatının yeni nesillere öğretilmesi, aktarılmasının önemli olduğunu belirten Türkel, şöyle konuştu:
“Günümüzde hat sanatı, en beğenilen ve sevilen yazı sanatıdır. Kişinin hat yazarken daha çok manevi düşünmesi lazım. Mesela hattatlar yazı yazarken nefes almıyor. Nefeslerini kalemdeki mürekkep bitene kadar tutarlar. Hat sanatı, ölçüsü, düzeni olan bir sanattır. Hatta 'hat' demek 'haddini bilmek' demektir.”
Hat sanatının kendisi için ayrı yeri bulunduğunu vurgulayan Türkel, “Şu ana kadar yaklaşık 50 çalışmam var. Çalışmalarım arasında Suruç'un nar simgesi var. Hem Suruç'umuzu hem de birlik beraberliğimizi anlatıyor. Farklı çalışmalar da yapmaya çalışıyorum.” dedi.
“Osmanlı nereye gidiyorsa oraya bir çınar ağacı dikiyor”
Türkel, boş vakitlerinde doğada dolaşarak uygun yaprakları topladığını anlatarak, “Çınar ve yöreyi simgeleyen Antep fıstığı ile kana çiçeği gibi bitkilerin yapraklarının üzerinde yazı yazıyorum. Çınar yaprağı seçmemdeki amaç, ecdadımız Osmanlı nereye gidiyorsa oraya bir çınar ağacı dikiyor. Çınarın bizim aslımız, hattın bizim orijinalimiz olduğunu anlatmak için bu yaprağa yazıyorum.” diye konuştu.
Barış Pınarı Harekatı'nı simgeleyen bir eser de hazırladığını ifade eden Türkel, ilçede ilk hat sergisini yakın zamanda açmayı planladığını kaydetti.