Belediye Şirketlerinin Yönetimlerinin Belirlenmesinin Belediye Başkanının Yetkisi ve Takdirinde Olduğu

  • 33333
  • 10.12.2020
  • Yargıtay

Açıklama

Bu karar, belediye başkanının belediyenin şirketlerinin yönetimini belirleme yetkisine ilişkindir.

İçerik

T.C.

YARGITAY

11. Hukuk Dairesi

Esas No: 2020/450

Karar No: 2020/5812

Karar Tarihi: 10-12-2020

YARGITAY KARARI

MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 24.07.2019 tarih ve 2019/296 E. - 2019/446 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.12.2019 tarih ve 2019/1394 E. - 2019/1382 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davacı şirketin dava dışı İzmit Belediyesine ait olduğunu, şirketin 10.05.2019 tarihinde olağanüstü genel kurulunun yapıldığını, genel müdür ve belediyeyi temsilen de yönetim kurulu üyesi seçildiğini, TTK ve diğer mevzuat gereği gerekli evraklar hazırlanarak tescil için Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurulduğunu, davalı ...’nün 20.06.2019 tarih, 2019-GD-5997 sayılı yazısı ile tescil talebini reddettiğini, Ticaret Sicil Memurluğu'nun kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, Belediye Başkanınca temsilci değişikliğinin hukuka uygun olduğunun tespiti ile Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 20.06.2019 tarih ve 2019-GD-5996 sayılı red işleminin iptaline, temsilci değişikliğinin ve genel müdürün tesciline ve tescilinin Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilanına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, T.C. Ticaret Bakanlığı'nın 15/05/2019 tarih ve 50035491-431.04-E-00044345462 sayılı genelgesi ile uyulması talimatlandırılan, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yasağı gereğince, belediyelerin ortak olduğu şirketlerin genel kurullarında belediyeyi temsil eden kişinin ve belediye tüzel kişiliğinin yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesi halinde, tüzel kişi temsilcisinin belirlenmesine dair belediye meclis kararına başvuru evrakları arasında rastlanılmadığını, dava konusu işlemin bu nedenle yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, 5393 sayılı Kanunun 37. maddesinde belediye başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğunun düzenlendiği, 38/p maddesinde ise belediye başkanının görev ve yetkisine ilişkin olarak ''kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararı gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak'' şeklinde düzenlenme yapıldığı, belediye meclisinin veya encümenin yetkileri tahdidi olarak sayıldığı, bu madde de belediyenin pay sahibi olduğu şirketlerin genel kurulunda belediyeyi temsil edecek gerçek kişi temsilcinin seçimi bakımından açık bir düzenlemenin bulunmadığı, 5393 sayılı Kanunun 38/p maddesi uyarınca belediye meclisi veya belediye encümeni kararı gerektirdiğine ilişkin açık hüküm bulunmayan hususta da bu yetkinin belediye başkanına ait olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 20.06.2019 tarih ve 2019-GD-5996 sayılı tescil red işleminin iptaline, temsilci değişikliğinin tesciline ve tescilinin Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilanına karar verilmiştir.

Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Önemli Uyarı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri uyarınca bu yazının izinsiz iktibas edilmesi, sosyal medya veya iletişim grupları yoluyla ya da başka herhangi bir şekilde yayılması ve çoğaltılması yasaktır.
İçerikler hakkında kişisel notlar alabilirsiniz. Aldığınız notları yalnızca siz görebilirsiniz.