Bu karar, bir belediyede sözleşmeli teknik personel olarak çalışan başvurucunun sözleşmesinin “kamu görevlisinin taşıması gereken güvenilirlik ve liyakatı taşımadığı” gerekçesiyle yenilenmemesi üzerine açtığı iptal davasında, mahkemelerin yalnızca idarenin takdir yetkisine ve başvurucu hakkında yürütülen (henüz kesinleşmemiş) ceza soruşturmalarına/kovuşturmalara atıf yaparak davayı reddetmesi; fakat bu ceza dosyalarındaki olguların içeriğini, ağırlığını, görevle ilgisini ve idarenin neden bu kişiyle çalışamayacağını somut olarak açıklamamasını Anayasa Mahkemesinin yeterli görmemesiyle ilgilidir; Mahkeme, derece mahkemelerinin başvurucunun sözleşmesinin neden yenilenmediğini ve bunun hangi somut fiillere dayandığını ortaya koymadığını, bu nedenle gerekçeli karar hakkını (adil yargılanma hakkının parçası) ihlal ettiklerini tespit etmiş; buna karşılık başvurucunun masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasını, derece mahkemelerinin onu suçlu ilan etmediği ve sadece devam eden ceza süreçlerine atıf yaptığı gerekçesiyle açıkça dayanaktan yoksun bularak kabul edilemez saymış; sonuçta yeniden yargılama yönlendirilmiş, tazminat talebi ise reddedilmiştir.