Bu karar, üst düzey bir kamu görevlisinin daire başkanlığı görevinden alınarak daha alt bir kadroya atanmasına karşı açtığı davada idarenin işlem sebebinin hukuka uygun olmadığı yönünde verilen ilk bozma kararına mahkemenin uyulmasından sonra aynı dosyanın temyiz merciince bu kez farklı bir hukuki gerekçeyle yeniden bozulması ve böylece “usuli kazanılmış hak” olarak bilinen, bozma gerekçesine uyulduktan sonra artık o gerekçeyle bağlı kalınması kuralının fiilen bertaraf edilmesi şikâyetine ilişkindir; Anayasa Mahkemesi, Danıştay daireleri arasında ilk bozma kararından sonra ortaya çıkan bu gerekçe değişikliğinin neden zorunlu olduğunun açıklanmadığını, başvurucunun bu konudaki esaslı itirazlarının (bozma kararına uyulduktan sonra temyiz incelemesinin yalnızca uyulan bozma ile sınırlı yapılması gerektiği savı dahil) karşılanmadığını belirlemiş ve bu nedenle Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında güvence altına alınan adil yargılanma hakkı içindeki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının giderilmesi için yeniden yargılama yapılması gerektiğine; ayrıca tazminat talebinin reddine karar vermiştir.