Belediye sınırları içerisinde arazi vasıflı taşınmazı bulunan ve vefat eden bir mükellefimizden varislerine 10.000 metrekare fındıklık nitelikli arazi vasıflı taşınmaz intikal etmiştir. Varisleri tarafından 2014 yılında özel bir harita mühendisine 3194 sayılı Kanununu 15. maddesi gereğince ifraz (parselasyon) yaptırılmış ve imar uygulaması neticesinde söz konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kapsamında imar yolu ve park alanları bedelsiz terk edilerek, neticede 10 adet müstakil parsel malikleri adına tapuya tescil edilmiştir. 2017 yılına kadar 10 taşınmaz için arsa maliklerinden ilgili belediyesince arazi vergisi kapsamında emlak vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Ancak arsalardan birinin 2015 yılında 3. şahısa satışı sonrası ilgili belediyece yeni malikten arsa vergisi alınması üzerine bu malikin şikayeti sonrasında ilgili belediye tarafından 2017 yılı tahakkuklarında yapılan düzeltme işlemi neticesinde diğer 9 taşınmaza arsa vergisi tarh ve tahakkuk ettirilmiştir. Bilindiği üzere 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde Belediyeler taşınmaz sahiplerinin müsaadesini almadan imar planlarını uygulamakla yetkili kılınmıştır. Ancak günümüzde belediyeleri mali imkanları kanunun amir hükmünü uygulamaya müsait değildir. Bu durumda taşınmaz sahipleri kendi istekleri üzerine ifraz işlemi yaptırmakta ve arazi vasıflı taşınmazları arsa vasıflı olduğu için çok yüksek miktarlarda emlak vergisi ödemekle karşı karşıya kalmaktadırlar. Eğer taşınmaz büyük şehir belediyesi sınırları dahilinde ise bu oran yüzde yüz oranında olmaktadır. Bu oran mükellef açısından çok büyük bir yük teşkil etmektedir. Yani belediyenin 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince yapması gereken işlemi mükellef kendi isteği ile yaptığı zaman hem taşınmazının maksimum % 40 ını DOP olarak bedelsiz terk etmek, hem de arazi yerine arsa vergisi ödemekle cezalandırılmaktadır. Hal böyle iken belediye sınırları dahilinde örneğin 5000 metrekare fındık ekili alan üzerinde 100 metrekare meskeni bulunan bir şahıs ifraz (parselasyon) yaptırmadığı için cüz'i miktarda emlak vergisi ödemekte ya da hiç ödememektedir. Dolayısıyla kendi rızasıyla parselasyon (İfraz) yaptıran mükellefler cezalandırılmaktadır. Sorularım:

1) Büyükşehir belediyesi sınırları dahilindeki arazi vasıflı fındık dikili 10.000 metrekare yüz ölçümlü araziyi 3194 sayılı Kanunun 15. maddesi gereğince hissedarlarının ortak rızasıyla ifraz suretiyle parselasyon yaptıran ve yapılan tescil işlemi neticesinde malikleri adına ayrı ayrı 10 adet müstakil arsa olarak tescil edilen ve arsalara ilişkin tapuların niteliği bölümünde "fındıklık" yazan taşınmazın emlak vergisinin arsa mı, yoksa arazi vergisi mi olarak vergilendirileceği hususundadır.

2) Bu taşınmazlardan birinde ev ve sebze bahçesi olarak kullanılan 800 metrekare yüz ölçümlü arsa üzerinde 120 metrekare yüz ölçümlü kargir mesken bulunmaktadır. İlgili belediye bu binanın alanı kadar olan kısmını mütemmim cüz olarak kabul ederek bu kısmına bina vergisi tarh ve tahakkuk etmiş, arazinin kalan kısmına ise arsa vergisi tarh ve tahakkuk ettirmiştir. Yapılan işlem doğru mudur?