6111 Sayılı Torba Yasa İle Devlet Memurları Kanununda Yapılan Değişiklikler

  • 104
  • 23.05.2011
  • 2583

Açıklama

Bu makalede, 6111 sayılı Kanun ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yapılan değişiklikler değerlendirilmiştir.

Makale

6111 Sayılı Torba Yasa İle Devlet Memurları Kanununda Yapılan Değişiklikler

Gazi SERT

İçişleri Bakanlığı Başkontrolörü

Torba Yasa olarak adlandırılan 25 Şubat 2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6111 sayılı Kanunla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan değişiklikler madde başlıkları itibariyle açıklanmıştır.

Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınmaları ve Özürlü Çalıştırma Yükümlülüğü

6111 sayılı Kanunun 99. maddesiyle; 657 sayılı Kanunun 50. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılıp, 53. maddesi başlığı ile birlikte değiştirilerek, özürlülerin Devlet memurluğuna alınmaları ile kamu kurum ve kuruluşlarının özürlü memur çalıştırma yükümlülükleri yeniden düzenlenmiştir.

Yürürlükten kaldırılan hükümlere göre, kamu kurum ve kuruluşları, çalıştırmakla yükümlü oldukları özürlü memurları, “Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları İle Yapılacak Yarışma Sınavları Hakkında Yönetmelik” hükümleri gereğince, kendileri sınav yaparak alıyorlardı.

Yeni düzenlemeyle, özürlü personel çalıştırma yükümlüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetimi ile özürlülerin Devlet memurluğuna yerleştirilmesinden Devlet Personel Başkanlığı sorumlu tutulmuş ve merkezi sınav usulü getirilmiştir.

657 sayılı Kanunun 53. maddesinin değiştirilmesi suretiyle getirilen yeni düzenlemeye göre;

Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3 oranında özürlü çalıştırmak zorundadır. % 3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (yurtdışı teşkilat hariç) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.

Özürlüler için sınavlar, ilk defa Devlet memuru olarak atanacaklar için açılan sınavlardan ayrı zamanlı olarak, özürlü kontenjanı açığı bulunduğu sürece özür grupları ve eğitim durumları itibarıyla sınav sorusu hazırlanmak ve ulaşılabilirliklerini sağlamak suretiyle merkezi olarak yapılır veya yaptırılır.

Özürlü personel çalıştırma yükümlüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetimi ile özürlülerin Devlet memurluğuna yerleştirilmesinden Devlet Personel Başkanlığı sorumludur. Özürlü açığı bulunan kamu kurum ve kuruluşları bir sonraki yıl için alım yapacakları özürlülere ilişkin taleplerini her yılın Ekim ayının sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirmek zorundadır. Devlet Personel Başkanlığı kurum ve kuruluşların bildirimi üzerine, özürlü kontenjanlarına yerleştirme yapabilir veya yaptırabilir.

Özürlülerin memurluğa alınma şartlarına, merkezi sınav ve yerleştirmenin yapılmasına, eğitim durumu ve özür grupları dikkate alınarak kura usulü ile yapılacak yerleştirmelere, özürlülerin görevlerini yürütmelerinde hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceğine, kamu kurum ve kuruluşlarınca özürlü personel istihdamı ile ilgili istatistiksel verilerin bildirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

Kademe ve Kademe İlerlemesi

6111 sayılı Kanunun 100. maddesiyle; 657 sayılı Kanunun “Kademelerde ilerleme şartları” başlıklı 64. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiş, bu değişiklikle kademe ilerlemesine dair muhtelif maddelerde yer alan hükümler tek madde hâlinde birleştirilmiş ve kademe ilerlemesi için gerekli şartlar yeniden belirlenmiştir. Bu kapsamda, 6111 sayılı Kanunun 117. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun kademe ilerlemesiyle ilgili 38, 65 ve 66. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Mevcut düzenlemede, kademe ilerlemesi için “olumlu sicil” alma şartı varken, yeni düzenlemede bu şart kaldırılmıştır. Ayrıca, mevcut düzenlemede yer alan, Devlet memurlarından 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve daha yukarı olanlara bir kademe uygulaması kaldırılarak, yerine son 8 yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara bir kademe uygulaması getirilmiştir.

657 sayılı Kanunun 64. maddesinin değiştirilmesi suretiyle getirilen yeni düzenlemeye göre;

Kademe; “derece içinde, görevin önemi veya sorumluluğu artmadan, memurun aylığındaki ilerleme” olarak tanımlanmıştır.

Memurun kademe ilerlemesinin yapılabilmesi için;

→Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olması ve

→Bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması,

şartları aranır.

72. madde gereğince belirli bir süre görev yapmak üzere, mecburî olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara, bu yörelerde fiilen çalışmak suretiyle geçirilen her iki yıl için bir kademe ilerlemesi daha verilir. Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır. İki yıldan az süreler dikkate alınmaz.

Son sekiz yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır.

Bu maddede belirtilen şartları haiz her sınıf ve derecedeki memurlar, hak kazandıkları tarihten geçerli olmak üzere ve başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bir ileri kademeye ilerlemiş sayılırlar.

Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredebilirler.

Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarınca her ay alınacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi yapmış sayılanlardan ilerlemeye müstahak olmadıkları sonradan tespit edilenlerin kademe ilerlemeleri, ilerlemiş sayıldıkları tarihten geçerli olmak üzere iptal edilir.

Son sekiz yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, bir kademe ilerlemesi uygulanması hususunda, 6111 sayılı Kanunun 116. maddesiyle, 657 sayılı Kanuna eklenen Geçici 36. maddenin (C) bendinde; “Bu maddenin yayımı tarihinden önceki son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan bir kademe ilerlemesi uygulamasından yararlanmamış olanlar hakkında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin ikinci fıkrasının değişiklikten önceki hükmü uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin dördüncü fıkrasında yer alan sekiz yıllık süre, ilk sekiz yıllık dönem için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki;

a) Son beş yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için üç yıl,

b) Son dört yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için dört yıl,

c) Son üç yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için beş yıl,

d) Son iki yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için altı yıl,

e) Son sicil notu doksan ve daha yukarı olanlar için yedi yıl,

olarak uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Kanunun öngördüğü 8 yıllık sürenin belirlenmesinde; memurların geriye dönük (2010 ve öncesi) son beş yıllık sicil notu ortalamaları hesaplanması, doksan ortalamanın bulunmasına müteakip, bu süreye yukarıdaki madde de belirtilen sürelerin eklenmesi gerekir. Örneğin, son 3 yıllık (2008, 2009 ve 2010) sicil notu ortalaması 90 olan memura, 5 yıl sonra herhangi bir disiplin cezası almadığı takdirde 1 kademe ilerlemesi verilecektir.

Derece Yükselmesinin Usul ve Şartları

6111 sayılı Kanunun 101. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Derece yükselmesinin usul ve şartları” başlıklı 68. maddesinin (A) bendinin (d) alt bendinde yer alan “Sicil bakımından üst dereceleri yükselebilecek nitelikte bulunduğunun saptanmış,” olması şartı yürürlükten kaldırılmış, (B) bendinin ikinci paragrafı değiştirilmiş ve maddenin sonuna (C) bendi eklenmiştir. (B) bendinin ikinci paragrafında yapılan değişiklikle, torba kadro diye ifade edilen 1-4 dereceli kadrolara aşağı derecelerden atanmada 527 sayılı KHK ile belirlenen ek göstergeler ile süreler aynen korunmuş, sürelerin belirlenmesinde, belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisi üyeliğinde geçen sürelerinde dikkate alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.

Yapılan bu değişikliklere göre;

A) Memurun derece yükselmesi yapılabilmesi için:

a) Üst derecelerden boş bir kadronun bulunması,

b) Derecesi içinde en az 3 yıl ve bu derecenin 3 üncü kademesinde 1 yıl bulunmuş,

c) Kadronun tahsis edildiği görev için öngörülen nitelikleri elde etmiş,

olması şarttır.

B) Eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir.

Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;

a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,

b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yıl,

c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,

hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir. Bu sürelerin hesabında; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamına dâhil kurumlarda fiilen çalışılan süreler ile Yasama Organı Üyeliğinde, belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisi üyeliğinde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dâhil yedek subaylıkta ve uluslararası kuruluşlarda geçen sürelerin tamamı ile yükseköğrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalıştıkları sürenin; Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müsteşar yardımcıları ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atanacaklar için tamamı,diğer kadrolara atanacaklar için altı yılı geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alınır.

Bu bent hükümlerine göre atananlar atandıkları kadronun aylık (Ek gösterge dahil) ve diğer haklarından yararlanırlar. Bu suretle üst dereceye atananların bu kadrolarda geçirdikleri her yıl kademe ilerlemesi ve her "3" yıl derece yükselmesi sayılmak suretiyle kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık derecelerinin yükselmesinde gözönüne alınır. Ancak atandıkları kadro aylıkları, başka görevlere atanma halinde kazanılmış hak sayılmaz.

C) Derece yükselmesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Müşterek kararla atanmış olanların derece yükselmeleri, ilgili bakanın veya yetkili kıldığı makamın onayı ile yapılır. Üst derece kadroya atanmış olup da kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık dereceleri daha aşağıda bulunanların (45 inci maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan atamalar hariç), kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık derecelerinin yükseltilmeleri için, bu hâlin devamı süresince yukarıda belirtilen onay aranmaz.

Yabancı Bir Memleket veya Uluslararası Kuruluşta Hizmet Alma

6111 sayılı Kanunun 102. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 77. maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, önceki uygulamada, yabancı memleketlerin resmî kurumları veya uluslararası kuruluşlarda kurumlarının muvafakati ile görev alacak memurlara, aylıksız izin verilmesinde, ilgili Bakanlığın teklifi ve Başbakanın izni (her üç yılda bir Başbakan'ın izni) alınırken, Başbakanın izni kaldırılarak yerine Bakan onayı getirilmiştir.

Yapılan değişikliğe göre; Yabancı memleketlerin resmî kurumları veya uluslararası kuruluşlarda kurumlarının muvafakati ile görev alacak memurlara, ilgili Bakanın onayı ile (her üç yılda bir Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince yabancı memleketlerin resmî kurumlarında 10 yıla, uluslararası kuruluşlarda 21 yıla kadar aylıksız izin verilebilir.

Kadroları Kaldırılan Devlet Memurları

6111 sayılı Kanunun 103. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Kadroları kaldırılan devlet memurları” başlıklı 91. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikle; kadrosu kaldırılan memurların yeni kadrolarına atanmalarına ilişkin hususlar yeniden düzenlenerek, bunların eski kadrosu ile yeni kadrosu arasında ücret farklılığı olması hâlinde bu farkın tazminat olarak ödenmesi öngörülmüştür. Bu düzenleme ile teşkilat kanunlarında yapılan değişiklikler sırasında her kanuna ayrı ayrı konulan hükümler yerine, memurların temel kanunu olan 657 sayılı Kanuna hüküm konularak sürekli uygulanabilecek olan bir düzenleme yapılmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Kadrosu kaldırılan memurlar, en geç altı ay içinde kendi kurumlarında niteliklerine uygun bir kadroya atanırlar. Bu memurlar, kurumlarında atama imkânı bulunmaması hâlinde aynı süre içinde başka bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bunlar, atama işlemi yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılır ve yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski kadrolarına ait malî haklardan ve sosyal yardımlardan yararlanmaya devam ederler.

Söz konusu memurların eski kadrolarına ait en son ayda aldığı malî haklar kapsamında fiilen yapılmakta olan her türlü ödemeler toplamının net tutarının, atandıkları yeni kadrolarına ait malî haklar kapsamında fiilen yapılmakta olan her türlü ödemeler toplamının net tutarından fazla olması hâlinde, aradaki fark, farklılık giderilinceye kadar, atandıkları kadrolarda veya bu kadrolardan istekleri dışında atandıkları başka kadrolarda kaldıkları sürece, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. Aylık mutad olarak yapılmayıp belirli bir dönemi kapsayan ödemelerin ödendiği tarih itibarıyla net tutarları toplamının yılı içinde çalışılan aylara bölünmesi suretiyle bulunacak tutarı, en son ayda aldığı aylık tutarına ilave edilir. Fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti ve nöbet ücreti gibi ilave bir çalışmanın karşılığında elde edilen ödemeler aylık tutarına ilave edilmez.

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen memurların 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarından Devlet Personel Başkanlığınca tespit edilen kadroya, anılan Başkanlık tarafından kırkbeş gün içinde ataması teklif edilir. Devlet Personel Başkanlığı tarafından gönderilen atama teklif yazısının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde bu kurum ve kuruluş tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Bunlardan unvanları müdür ve daha üst olanlar ile danışma işlevlerine ilişkin kadrolarda çalışanlar Araştırmacı kadrolarına, diğerleri ise durumlarına uygun kadrolara atanırlar.

Günlük Çalışma Saatlerinin Tesbiti

6111 sayılı Kanunun 104. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Günlük çalışma saatlerinin tesbiti” başlıklı 100. maddesine iki fıkra eklenerek;

Özürlülerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla, iklim ve ulaşım şartlarına bağlı olarak, özürlü memurların mesai saatlerinin farklı düzenlenebilmesi konusunda üst yöneticiler ve mülkî amirlere yetki verilmiştir.

Ayrıca, kamu görevlilerine, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinde, özel ofislerde veya benzeri başka yerlerde çalışabilmelerine imkân sağlamak amacıyla, yürütülen hizmetlerin özelliklerine göre, memurların çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmelerine ilişkin hususa yer verilmiş ve bu hususa ilişkin usûl ve esasların, Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirleneceği, hüküm altına alınmıştır.

657 sayılı Kanunun 100. maddesine eklenen yeni fıkralara göre;

Günlük çalışmanın başlama ve bitme saatleri ile öğle dinlenme süresi, bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre merkezde Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca, illerde valiler tarafından tespit olunur.

Ancak özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilir.

Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür. Bu hususa ilişkin usûl ve esaslar, Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışma saat ve usulünün tesbiti

6111 sayılı Kanunun 105. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 101. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikle; günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan memurların çalışma saat ve şekillerinin kurumlarınca düzenlenmesine imkân tanınmıştır. Devlet Personel Başkanlığının muvafakati alınarak belirlenen çalışma saatleri, bürokrasinin azaltılması anlayışı çerçevesinde kurumlara bırakılmıştır.

Ayrıca, kadının ve annenin korunması ilkesinden hareketle, kadın memurlara hamileliklerinin yirmi dördüncü haftasından itibaren veya doktor raporuna dayalı olarak daha önceki süreler ile doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyeceği, özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyeceği hususunda düzenleme yapılmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenir.

Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez.

Mazeret İzni

6111 sayılı Kanunun 106. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 104. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, memurlara verilen mazeret izinleri yeniden düzenlenmiştir.

Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edileceği; doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verileceği, yönünde yenilikler getirilmiş;

Erkek memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine verilen 3 günlük babalık izni 10 güne; memurun kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin, babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde verilen 5 günlük izin 7 güne çıkarılmış ve eşinin anne ve babasının ölümü halinde de 7 günlük izin öngörülmüş;

Kadın memurlara, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası verilen günlük 1,5 saatlik süt izni, ilk altı ayda günde üç saat ve ikinci altı ayda günde 1,5 saat olarak öngörülmüştür.

Bu şekilde, yeni düzenlemeye göre;

A) Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.

B) Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilir.

C) (A) ve (B) fıkralarında belirtilen hâller dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden düşülür.

D) Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.

E) Yıllık izin ve mazeret izinleri sırasında malî haklar ile sosyal yardımlara dokunulmaz.

Hastalık ve Refakat İzni

6111 sayılı Kanunun 107. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Hastalık izni” 105. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, memurlara hastalıklarında hizmet sürelerine göre izin sınırlaması (on yıla kadar hizmeti olanlara altı aya kadar, on yıldan fazla hizmeti olanlara oniki aya kadar) ortadan kaldırılmış, bunun yerine uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin uygulaması getirilmiştir. Ayrıca, yeni bir uygulama olarakta, ücretli refakat izni getirilmiştir.

Yeni düzenlemeye göre;

Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.

Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.

Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.

Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.

Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.

Aylıksız İzin

6111 sayılı Kanunun 108. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 108. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, memurlara verilecek aylıksız izne ilişkin usûl ve esaslar yeniden belirlenmiş, aylıksız refakat izni 12 aydan 18 aya yükseltilmiş; doğum yapan memur ile eşi doğum yapan memura 24 aya kadar aylıksız izin hakkı getirilmiş; 3 yaşını doldurmamış çocukların evlat edinilmesinde, evlat edinen memura veya evlat edinen kişinin memur eşine 24 aya kadar aylıksız izin hakkı getirilmiş; aylıksız izinde 10 yıllık hizmet süresi 5 yıla indirilmiş, aylıksız izin süresi de 6 aydan 12 aya yükseltilmiştir.

Yeni düzenlemeye göre;

A) Memura, 105 inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.

B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.

C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.

D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.

E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.

F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.

G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.

Memur bilgi sistemi, özlük dosyası

6111 sayılı Kanunun 109. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Memur kütüğü, numarası, cüzdanı, özlük dosyası” başlıklı 109. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Yapılan değişiklikle, Personel Bilgi Sistemi adı altında yeni bir uygulama getirilerek, tüm vatandaşlık işlemlerinde olduğu gibi Personel Bilgi Sisteminde de Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının esas alınacağı öngörülmüş; memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmasında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyalarının göz önünde bulundurulması esas alınmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyası tutulur.

Özlük dosyasına, memurun mesleki bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, soruşturma, denetim raporları, disiplin cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler konulur.

Memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyaları göz önünde bulundurulur.

Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir.

Başarı, üstün başarı değerlendirmesi ve ödül

6111 sayılı Kanunun 110. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Takdirname” başlıklı 122. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Yapılan değişiklikle, olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yaparak kamusal fayda ve vatandaşa sunulan hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayanılarak katkı sağladığı tespit edilen memurlara başarı belgesi ve ödül verilmesi hususları düzenlenmiştir. Ödül verilmesi 122. madde de düzenlendiğinden, 6111 sayılı Kanunun 117. maddesiyle 657 sayılı Kanunun “Ödül” başlıklı 123. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yapmak suretiyle; kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde ve önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde azaltılmasında, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları tespit edilen memurlara, merkezde bağlı veya ilgili bakan, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından başarı belgesi verilebilir. Üç defa başarı belgesi alanlara üstün başarı belgesi verilir.

Üstün başarı belgesi verilenlere, merkezde bağlı veya ilgili bakan ve illerde valiler tarafından uygun görülmesi hâlinde en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 200’üne kadar ödül verilebilir.

Bu maddeye göre bir malî yıl içinde ödüllendirileceklerin sayısı, kurumun yılbaşındaki dolu kadro mevcudunun binde onundan, Gümrük Müsteşarlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü kadroları için binde yirmisinden fazla olamaz. Yıl içinde ödüllendirilen personel sayısı kurumlarınca izleyen yılın Ocak ayı sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Kamu kurum ve kuruluşları yürütmekte oldukları hizmetlerin özelliklerini göz önünde bulundurarak memurlarının başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınmak kaydıyla, değerlendirme ölçütleri belirleyebilir.

Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller

6111 sayılı Kanunun 111. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin, “Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve halleri” düzenleyen (C) bendi ile “Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve halleri” düzenleyen (E) bendinde değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişikliklerle;

(C) bendinin (g), (h) ve (j) alt bentleri yürürlükten kaldırılarak;

“g) İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terketmek,

h) Toplu müracaat veya şikayet etmek,

j) Yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak,” fiilleri, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiiller arasından çıkartılmıştır.

(E) bendinin (a) alt bendinde yer alan “engelleme” ibaresi “kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme” olarak, “Amirine ve maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak,” şeklindeki (f) alt bendi “f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,” şeklinde değiştirilmiştir.

Memurlara sicil verilmesi uygulamasına 6111 sayılı Kanunun 117. maddesiyle son verildiğinden ve bunun yerine 6111 sayılı Kanunun 110. maddesiyle değiştirilen 657 sayılı Kanunun 122. maddesiyle “Başarı Belgesi ve Üstün Başarı Belgesi” uygulaması getirildiğinden;

657 sayılı Kanunun 125. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.” hükmündeki “sicilden” ibaresi “özlük dosyasından” olarak değiştirilmiş;

Yine, 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.” hükmündeki “iyi veya çok iyi derecede sicil alan” ibaresi “ödül veya başarı belgesi alan” olarak değiştirilmiştir.

Disiplin Cezalarının Uygulanması

6111 sayılı Kanunun 112. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 132. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Sicil verme uygulaması kaldırıldığı için 132. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “sıralı sicil amirine” ibaresi “üst disiplin amirine” olarak değiştirilmiş;

“Kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenler, valilik, büyükelçilik, müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamazlar.” hükmünü içeren dördüncü fıkrası “Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.” şeklinde değiştirilmiş ve “Atamaları Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”hükmünü içeren beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır.

Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.

Verilen disiplin cezaları üst disiplin amirine, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.

Disiplin Cezalarına İtiraz

6111 sayılı Kanunun 113. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 135. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, mevcut düzenlemede disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilmekteyken, yapılan düzenleme ile söz konusu cezalara itirazların doğrudan disiplin kurullarına yapılabilmesinin önü açılmıştır. Yine madde ile aylıktan kesme cezalarına karşı da disiplin kuruluna itiraz imkanı getirilmiş ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı da yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilmesine imkân tanınmıştır. Ayrıca, Anayasada yapılan değişikliğe paralel olarak uyarma ve kınama cezalarına karşı da yargı yolu açılmıştır.

Yeni düzenlemeye göre;

Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.

İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.

İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.

Kamu personeli bilgi sistemi

6111 sayılı Kanunun 114. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun “Danışma kurulları ile ilgili yönetmelik” başlıklı 231. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Bu değişiklikle; Devlet Personel Başkanlığının, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapılarına ve personeline ilişkin konularda gerekli gördüğü bilgi ve dokümanları kamu kurum ve kuruluşlarından istemeye yetkili olduğu ve kamu kurum ve kuruluşlarının istenilen bilgi ve dokümanları vermekle yükümlü olduğu ve söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesinden doğacak olan zararların ilgili kurumun üst amirine rücû edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu düzenlemeye göre;

Devlet Personel Başkanlığı, kuruluş kanunlarına ve bütçe türlerine bağlı kalınmaksızın, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapılarına ve personeline ilişkin konularda, gerekli gördüğü bilgi ve belgeleri kamu kurum ve kuruluşlarından talep eder. Kamu kurum ve kuruluşları bu bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.

Kamu kurum ve kuruluşları; atama, yer değiştirme, görevde yükselme, unvan değişikliği ve Devlet Personel Başkanlığınca belirlenecek diğer personel hareketlerini bildirmek zorundadır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile istisna tutulacak kamu kurum ve kuruluşları Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Kurumlar Arası Geçici Süreli Görevlendirme

6111 sayılı Kanunun 115. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Mevcut düzenlemede “Geçici Süreli Görevlendirme” 657 sayılı Kanunun ek 8 ve ek 9. maddelerinde düzenlenmiş iken, ek 9. madde 6111 sayılı Kanunun 117. maddesiyle yürürlükten kaldırılarak, ek 8. madde de yeniden düzenlenmiştir.

Yeni düzenlemede mevcut düzenlemeden farklı olarak;

- Mevcut düzenlemede geçici süreli olarak görevlendirilen memurların aylıklarını görevlendirildikleri kadrodan almaları ve bu kadronun diğer haklarından yararlanmaları öngörülmüşken, yeni düzenlemede geçici süreli olarak görevlendirilen memurların, aylıkları ile diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alacakları öngörülmüştür.

-  Mevcut düzenlemede geçici süreli görevlendirme süresi en fazla 2 yıl öngörülmüşken, yeni düzenlemede geçici süreli görevlendirmenin 6 ayı geçemeyeceği öngörülmüştür.

- Mevcut düzenlemede geçici süreli görevlendirmenin yalnız 7 ve daha yukarı derecelere tahsis edilmiş görevler için uygulanacağı öngörülmüşken, yeni düzenlemede memurun görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4 ve daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun bulunması gerektiği öngörülmüştür.

- Mevcut düzenlemede geçici süreli görevlendirmenin, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü üzerine ilgili Bakanlıkların müşterek kararıyla yapılacağı ve bu hususta Yönetmelik düzenleneceği (Devlet Memurları Geçici Süreli Görevlendirme Yönetmeliği) öngörülmüşken, yeni düzenlemede geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile geçici süreli olarak görevlendirme yapılabileceği öngörülmüştür.

-Ayrıca, mevcut düzenlemeden farklı olarak, yeni düzenlemede; birinci fıkrada öngörülen haller dışında memurların, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilecekleri öngörülmüştür.

Bu şekilde, yeni düzenlemeye göre;

Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir:

a) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, memurun görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4 üncü ve daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun bulunması şarttır.

b) Geçici süreli görevlendirilen memurlar, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlüdür.

c) Geçici süreli olarak görevlendirilen memurlar, yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, aylıkları ile diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alır. Bu memurların kadroları ile ilişkileri, kendi sınıf ve derecelerindeki terfi ve emeklilik hakları devam eder.

d) Geçici süreli görevlendirme süresi bir yılda altı ayı geçemez. Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri için geçici görevlendirme süresi en çok iki yıldır; gerekli görülmesi hâlinde bu süre bir katına kadar uzatılabilir.

e) Geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır.

f) Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.

Birinci fıkrada belirtilen hâller dışında memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir. (Bu fıkra 01.01.2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek)

Geçiş Hükümleri

6111 sayılı Kanunla, Devlet memurlarına uygulanan Sicil Sistemi kaldırıldığından, 6111 sayılı Kanunun 116. maddesiyle, 657 sayılı Kanuna geçici 36. madde eklenmiştir. Bu maddeye göre;

A) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten (25 Şubat 2011) önce tutulmakta olan sicil dosyaları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen beşinci yılın sonuna kadar muhafaza edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce olumsuz sicil almış olan memurların itirazları ve bu itirazların sonuçlandırılması hakkında, 657 sayılı Kanunun bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla değiştirilen veya yürürlükten kaldırılan sicile ilişkin hükümleri uygulanır.

(Memurların uyarılmaları:

Madde 117 – Devlet memurlarının yetersizlikleri halinde sicil raporlarında yazılı bulunan kusur ve eksiklikleri, uyarılmaları bakımından, gizli bir yazı ile atamaya yetkili sicil amirleri tarafından kendilerine bildirilir.

İtiraz hakkı:

Madde 118 – 117 nci maddeye göre kendisine tebligat yapılan Devlet memurları, buna karşı tebliğ tarihinden itibaren en çok bir ay içinde aynı amirlere itiraz edebilirler.

Atamaya yetkili amirler itirazla ilgili kararlarını iki ay içinde ilgiliye yazı ile bildirirler.

Olumlu ve olumsuz sicil:

Madde 119 –Sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 100 üzerinden 60 ve daha yukarı olanlar olumlu sicil almış sayılırlar.

Sicil amirleri hakkında, daha üst amirlerce düzenlenecek sicil raporlarında, maiyetlerinde çalışan memurların sicil notu takdirindeki başarı dereceleri gözönünde bulundurulur.

Olumsuz sicil:

Madde 120 – İki defa üst üste olumsuz sicil alan memurlar başka bir sicil amirinin emrine atanırlar, burada da olumsuz sicil almaları halinde memuriyetle ilişkileri kesilerek haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanununun emeklilikle ilgili hükümleri uygulanır.)

B) Bu maddenin yayımı tarihinden önceki son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan 37 nci maddede yer alan bir üst dereceye yükseltme uygulamasından yararlanmamış olanlar hakkında, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla değiştirilen (6111 sayılı Kanunun 117/a maddesi ile) 37 nci maddenin değişiklikten önceki hükmü uygulanır. (Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev unvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir.)

Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla değiştirilen 37 nci maddede yer alan sekiz yıllık süre, ilk sekiz yıllık dönem için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki;

a) Son beş yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için üç yıl,

b) Son dört yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için dört yıl,

c) Son üç yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için beş yıl,

d) Son iki yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için altı yıl,

e) Son sicil notu doksan ve daha yukarı olanlar için yedi yıl,

olarak uygulanır.

C) Bu maddenin yayımı tarihinden önceki son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan bir kademe ilerlemesi uygulamasından yararlanmamış olanlar hakkında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin ikinci fıkrasının değişiklikten önceki hükmü uygulanır. (Devlet memurlarından 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve daha yukarı olanların aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır.)

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin dördüncü fıkrasında yer alan sekiz yıllık süre, ilk sekiz yıllık dönem için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki;

a) Son beş yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için üç yıl,

b) Son dört yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için dört yıl,

c) Son üç yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için beş yıl,

d) Son iki yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlar için altı yıl,

e) Son sicil notu doksan ve daha yukarı olanlar için yedi yıl,

olarak uygulanır.

(Bu hükümle, altı yıldan daha az süreyle doksan ve daha yukarı sicil notu ortalaması bulunanlar için kademeli bir düzenleme öngörülmüştür.)

D) 657 sayılı Kanunun bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla değiştirilen hükümleri gereğince, ilgililere geriye dönük olarak herhangi bir şekilde malî ve sosyal hak sağlanamaz ve hiçbir şekilde ödeme yapılmaz.

Muhtelif maddelerde değişiklik ve yürürlükten kaldırılan maddeler

6111 sayılı Kanunun 117. maddesiyle, 657 sayılı Kanunun;

a) 37 nci maddesinde yer alan “son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların” ibaresi “son sekiz yıllık süre içinde herhangi bir disiplin cezası almayanların” olarak değiştirilmiş olup, bu değişikliğe göre;

Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev unvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son sekiz yıllık süre içinde herhangi bir disiplin cezası almayanların kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir.

b) 56 ncı maddesinde yer alan “sicil” ibaresi “disiplin” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre;

Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir.

İlişkileri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

c) 57 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Adaylardan en geç iki yıl içinde Devlet memuru olabilmeleri için olumlu sicil alamayanların sicil amirlerinin teklifi” ibaresi “Adaylık süresi içinde disiplin cezası almış olanların disiplin amirlerinin teklifi” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre;

Adaylık süresi içinde disiplin cezası almış olanların disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir. İlişkileri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Adaylık devresi içinde veya sonunda, 56 ncı ve bu madde hükümlerine göre ilişikleri kesilenler (sağlık nedenleri hariç) 3 yıl süre ile Devlet memurluğuna alınmazlar.

ç) 58 inci maddesinde yer alan “ve olumlu sicil alan adaylar sicil amirlerinin teklifi” ibaresi “adaylar disiplin amirlerinin teklifi” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre;

Adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olan adaylar disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile onay tarihinden geçerli olmak üzere asli memurluğa atanırlar.

Asli memurluğa geçme tarihi adaylık süresinin sonunu geçemez.

d) “Hizmet Şartları ve Şekilleri” başlıklı (IV) numaralı kısmının 6 ncı bölümünün “Siciller” olan başlığı “Özlük Dosyası” olarak değiştirilmiştir.

e) 129 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sicil dosyasını” ibaresi “özlük dosyasını” olarak değiştirilmiştir.

f) 133 üncü maddesinin madde başlığında yer alan “sicilden” ibaresi “özlük dosyasından”, birinci fıkrasında yer alan “siciline” ibaresi “özlük dosyasına”, “sicil dosyasından” ibaresi “özlük dosyasından”, ikinci fıkrasında yer alan “sicil dosyasına” ibaresi “özlük dosyasına”, üçüncü fıkrasında yer alan “sicilden silinmesinde” ibaresi “özlük dosyasından çıkarılmasında” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliklere göre;

Disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyasından silinmesi

Madde 133– Disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının özlük dosyasından silinmesini isteyebilir.

Memurun, yukarıda yazılan süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına işlenir.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının özlük dosyasından çıkarılmasında disiplin kurulunun mütalaası alındıktan sonra yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

g) Yürürlükten kaldırılan hükümler; (01/01/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.)

- 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Bu Kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği hususları belirtmek üzere tüzükler çıkarılır.” hükmü yürürlükten kaldırılarak, uygulanmayan bir hükme son verilmiştir.

- 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanunun 21 nci maddesi ile hükme bağlanan (Müracaat, şikayet ve dava açma) hakkın kullanılmasında birden fazla Devlet memurunun toplu olarak söz ve yazı ile müracaatları ve şikayetleri yasaktır.” hükmü yürürlükten kaldırılarak, Devlet memurlarına uygulanan toplu müracaat ve şikayet yasağı ortadan kaldırılmıştır.

- “Memurluğun sona ermesi” başlıklı 98 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “ç) İstek, yaş haddi, malûllük ve sicil sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması” hükmünde yer alan“ve sicil” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, sicil sistemi ve buna paralel olarak 657 sayılı Kanunun 120. maddesi (Madde 120– İki defa üst üste olumsuz sicil alan memurlar başka bir sicil amirinin emrine atanırlar, burada da olumsuz sicil almaları halinde memuriyetle ilişkileri kesilerek haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanununun emeklilikle ilgili hükümleri uygulanır.) yürürlükten kaldırıldığından, memurluğun sona ermesi halleri arasında sayılan sicil sebepleri de yürürlükten kaldırılmıştır.  

- “Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı” başlıklı 129 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, sicil dosyası hariç,soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.” hükmünde yer alan “sicil dosyası hariç”ibaresi yürürlükten kaldırılarak, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memura özlük dosyasını inceleme hakkı tanınmıştır.  

- 160 ıncı maddesinin “Bir yıl içinde birden fazla kademe ilerlemesi olamaz.” hükmünü içeren ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

- 202 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Ancak ikiden fazla çocuk için aile yardımı ödeneği verilmez.” hükmü yürürlükten kaldırılarak, çocuk yardımında 2 çocuk sınırlaması kaldırılmıştır. Yani, memurlara 2 den fazla çocuklar içinde yardım verilecektir.

- 208 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ikiden fazla dahi olsa” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, ölüm yardımında 202. maddedeki değişikliğe paralel değişiklik yapılmıştır.  

“Kademe

Madde 38 – Kademe, derece içerisinde, görevin önemi veya sorumluluğu artmadan, Devlet memurunun olumlu sicil almasına ve bulunduğu derecedeki hizmet süresine bağlı olarak aylığındaki ilerleyiş adımıdır.” maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.  

“Kademe ilerlemelerinin toplu onayla yapılması” başlıklı 65. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, yeniden düzenlenen 64. maddede bu hususlar düzenlenmiştir.

- “Derece yükselmelerinde ve kademe ilerlemelerinde onay merci” başlıklı 66. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, yeniden düzenlenen 64. maddede bu hususlar düzenlenmiştir.

 - “İyileşme halinde göreve dönüş” başlıklı 106. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, yeniden düzenlenen 105. maddede de bu husus düzenlenmiştir.

- Sicil Sistemine son verilmesi sebebiyle; “Sicil dosyası” başlıklı 110. madde, “Özlük ve sicil dosyasının önemi” başlıklı 111. madde, “Sicil amirleri” başlıklı 112. madde, “Sicil raporlarında belirtilecek hususlar” başlıklı 113. madde, “Sicil raporlarının doldurulması” başlıklı 115. madde, “Memurların uyarılmaları” başlıklı 117. madde, “İtiraz hakkı” başlıklı 118. madde, “Olumlu ve olumsuz sicil” başlıklı 119. madde, “Olumsuz sicil” başlıklı 120. madde, “Sicil yönetmeliği” başlıklı 121. madde yürürlükten kaldırılmıştır.

- “Ödül” başlıklı 123. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, yeniden düzenlenen 122. maddede bu hususlar düzenlenmiştir.

 - “İtiraz süresi ve yapılacak işlem” başlıklı 136. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, yeniden düzenlenen 135. maddede disiplin cezalarına itirazla ilgili tüm hususlar düzenlenmiştir.

- “Danışma kurulları” başlıklı 226 maddesi ile “Yüksek danışma” başlıklı 227. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

- “İkamet mecburiyeti” başlıklı ek 20. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Mevcut düzenlemede;

“Devlet memurlarının görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde (mücavir alanları dahil belediye ve köy hudutları içerisinde) ikamet etmeleri esastır.

Devlet memurlarının görevini aksatmamak kayıt ve şartıyla birinci fıkrada belirlenen hudutlar dışında ikamet etmelerine mensup oldukları kurumun yetkili amirince izin verilebilir.

Devlet memurları, ikamet ettikleri il hudutlarını tatillerde ancak yetkili amirin izniyle terkedebilirler.”

Bu maddenin yürürlükten kaldırılmasıyla, memurun ikameti hususunda yukarıdaki zorunluluklarda ortadan kalkmıştır. Bundan böyle Devlet memuru, görev yaptığı kurumun bulunduğu belediye veya köy sınırları dışında kurum amirinden izin almadan ikamet edebilecektir. Ayrıca, tatillerde ikamet ettikleri il hudutlarını terk etmek için kurum amirinden izin almayacaklardır.

- Uygulanma imkanı kalmayan veya 657 sayılı Kanun içinde veya diğer düzenlemelerle geçerliliğini yitiren ek 2 nci, ek 3 üncü, ek 4 üncü, ek 6 ncı, ek 7 nci, ek 9 uncu, ek 13 üncü, ek 16 ncı, ek 17 nci, ek 18 inci, ek 21 inci, ek 25 inci, ek 30 uncu; geçici 5 inci, geçici 6 ncı, geçici 8 inci, geçici 12 nci, geçici 13 üncü, geçici 20 nci, geçici 23 üncü, geçici 26 ncı, geçici 27 nci, geçici 28 inci, geçici 29 uncu, geçici 30 uncu, geçici 31 inci, geçici 32 nci, geçici 33 üncü; ek geçici 4 üncü, ek geçici 6 ncı, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 18 inci, ek geçici 22 nci, ek geçici 23 üncü, ek geçici 24 üncü, ek geçici 26 ncı, ek geçici 28 inci, ek geçici 30 uncu, ek geçici 32 nci, ek geçici 33 üncü, ek geçici 34 üncü, ek geçici 35 inci, ek geçici 37 nci, ek geçici 40 ıncı, ek geçici 41 inci, ek geçici 42 nci, ek geçici 43 üncü, ek geçici 44 üncü, ek geçici 46 ncı, ek geçici 47 nci, ek geçici 49 uncu, ek geçici 50 nci, ek geçici 51 inci, ek geçici 52 nci, ek geçici 54 üncü, ek geçici 55 inci, ek geçici 56 ncı, ek geçici 57 nci, ek geçici 58 inci maddeleri ve 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen ek geçici maddesi (memurlara 1 derece verilmesi) yürürlükten kaldırılmıştır.

DİĞER DEĞİŞİKLİKLER VE YENİ DÜZENLEMELER

1) 6111 sayılı Kanunun 118. maddesiyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin;

a) 1 inci maddesinin (D) bendinde yer alan “beşyüz milyon lira” ibaresi “(12.105) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, memurlar ve kamu kurumlarında işçi olarak istihdam edilenlerden; emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunanlara, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulananlara, emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra cezaen olmamak üzere görevlerine son verilenlere ve bunlardan görevde iken ölenlerin kanuni mirasçılarına damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tâbi tutulmaksızın ödenen 500 TL tazminat tutarı, 01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (12.105) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutara yükseltilmiştir.

b) Ek 4 üncü maddesi “25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 45 Türk Lirası toplu sözleşme primi ödenir. Bu madde uyarınca yapılan ödeme, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun benzer ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu değişiklikle, mevcut uygulamadaki 5 TL’lik “sendika ödeneği” kaldırılarak, bunun yerine 01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her yılın ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 45 TL “toplu sözleşme primi” ödemesi getirilmiştir.

c) 375 sayılı KHK’ye Ek 8. madde eklenmiştir. Ek 8. madde ile; “Ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ile döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilenlerden aile yardımı ödeneğinden veya başka bir ad altında da olsa aynı amaçla yapılan herhangi bir ödemeden yararlanamayanlara, Devlet memurlarına verilen aile yardımı ödeneği, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.” hükmü getirilmiştir.

Bu yeni düzenleme ile; 01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, tam zamanlı sözleşmeli olarak istihdam edilen sözleşmeli personellere, sözleşme ücretlerine ek olarak memurlar için öngörülen Aile Yardımı Ödeneği (eş ve çocuk yardımı) verilecektir.

2) 6111 sayılı Kanunun 119 ve 120. maddeleriyle;

a) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere “Sendika Kurma” başlıklı 13/A maddesi eklenmiştir. Bu maddede; “Sözleşmeli personel, Anayasada ve özel kanununda belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilir ve bunlara üye olabilir.” hükmü getirilmiştir.

Bu yeni düzenlemeye göre, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarındaki sözleşmeli personele sendika kurma hakkı verilmiştir.

b) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Bu yeni düzenlemede;

“Grev Yasağı

MADDE 14- Sözleşmeli personelin grev kararı vermesi, bu yolda propaganda yapması, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılması, grevi desteklemesi yahut teşvik etmesi yasaktır.”hükmü getirilmiştir. Bu hükümle, sözleşmeli personele grev yapma yasağı getirilmiştir.

Mahalli idarelerde istihdam edilen sözleşmeli personeller, 399 ve 233 sayılı KHK hükümlerine tabi olmadığından, bunların sendika kurmaları veya sendikalara üye olmaları mümkün değildir.

3) Mahalli İdarelerin İhtiyaç Fazlası İşçilerine İlişkin Hükümler

6111 sayılı Kanunun 166. maddesiyle yapılan düzenlemeye göre:

İl özel idarelerinin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Karayolları Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına, belediyelerin (bağlı kuruluşları hariç) sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadroları ile sürekli işçi norm kadro dâhilinde olmak üzere ihtiyacı bulunan mahalli idarelere atanır.

İhtiyaç fazlası işçilerin tespitini yapmak üzere vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında, il emniyet müdürü, defterdar, il milli eğitim müdürü, Türkiye İş Kurumu il müdürü, Karayolları Genel Müdürlüğü bölge müdürü, il mahalli idareler müdürü ve işçi devreden işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili işçi sendikası temsilcisinden oluşan bir komisyon kurulur.

Tespitin yapılmasına esas işçilerin listesi; birinci fıkrada belirtilen mahalli idareler tarafından bu Kanunun yayımından itibaren kırkbeş gün içinde gerekçesi ile birlikte komisyona sunulur. İhtiyaç fazlası olarak bildirilen işçilerden norm kadro fazlası olanlar komisyon tarafından birinci fıkrada belirtilen kurumlara atanmak üzere tespit edilir. Mahalli idarelerin norm kadrosu dâhilinde olup da ihtiyaç fazlası olarak bildirilen işçiler ise, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesindeki oranlar, kurumun bütçe dengesi, norm kadrosu ve yürütmekle görevli olduğu hizmetin gereği ile nüfus kriterleri değerlendirilmek suretiyle birinci fıkrada belirtilen kurumlara atanmak üzere tespit edilir. İldeki diğer kamu kurum ve kuruluşlarının talepte bulunması halinde, özelleştirme programında bulunan kuruluşlar hariç olmak üzere işçinin muvafakatı alınmak kaydıyla bu idarelerde sürekli işçi statüsünde istihdam edilmek üzere atama işlemi yapılabilir. Komisyon çalışmasını kırkbeş gün içinde tamamlar. Bu listelerin tespitinden sonra valilerce atama yapılır.

Bu madde kapsamında valilikler tarafından atama işleminin kamu kurum ve kuruluşlarına bildirim yapıldığı tarih itibarıyla sürekli işçi kadroları, diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın ihdas ve tahsis edilmiş sayılır. İlgili kurumlar sürekli işçi kadrolarına yapılan atama işlemini onbeş gün içinde tekemmül ettirerek sonuçlandırır. Atama işlemi yapılan personel ilgili valilikler tarafından en geç on gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Ataması tekemmül ettirilen işçiler, çalıştıkları kurumlarınca atama emirlerinin tebliğini izleyen günden itibaren beş iş günü içinde yeni görevlerine başlamak zorundadırlar. Bu süre içinde yeni kurumunda işe başlamayan işçilerin atamaları iptal edilerek 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesine göre iş sözleşmeleri sona erdirilir.

Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.

Bu madde kapsamında işçi nakleden mahalli idarelerin nakil sonrasında oluşan işçi sayısında beş yıl süreyle artış yapılamaz.

Bu madde kapsamında işçi nakleden mahalli idarelerce üç yıl süreyle, gerçekleşen en son yıl bütçe gideri içinde yer alan hizmet alımı tutarının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranında artırılarak hesaplanacak tutarı aşmayacak şekilde hizmet alımı için harcama yapılabilir. Bu kapsamda yapılacak harcamaların hizmet gereklerine dayalı olarak belirlenen sınırdan fazla yapılmasının gerekmesi halinde İçişleri Bakanlığından izin alınması zorunludur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve ilgili diğer kurumların görüşünü alarak uygulamayı yönlendirmeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir.

4) 6111 sayılı Kanunun 207. maddesiyle; 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1- (1) Kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi kadrosunda çalışan işçilere; bakmaya mecbur olduğu veya işçi refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde, bu hallerin raporla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine en çok altı aya kadar ücretsiz izin verilebilir. Aynı şartlarla bu süre bir katına kadar uzatılabilir.

(2) İşçilere, 10 hizmet yılını tamamlamış olmaları ve istekleri halinde işçilik süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı aya kadar ücretsiz izin verilebilir.

(3) Yetiştirilmek üzere (burslu veya kendi imkânlarıyla gidenler dâhil) yurt dışına Devlet tarafından gönderilen öğrenci ve memurlarla, yurt içine ve yurt dışına sürekli görevle atanan memurların işçi olan eşlerine işçilik süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok sekiz yıla kadar ücretsiz izin verilebilir. Ücretsiz izin süresinin bitiminden önce mazeretini gerektiren sebebin kalkması halinde, işçi derhal görevine dönmek zorundadır. Mazeret sebebinin kalkması halinde veya ücretsiz izin süresinin bitiminden itibaren 10 gün içinde görevine dönmeyenler, işçilikten istifa etmiş sayılır.

(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığınca müştereken belirlenir.”

5) 6111 sayılı Kanunla, 4857 sayılı İş Kanununun;

a) 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.”

b) 91 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10 uncu maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenir.”

c) 92 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.

Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.”

ç) 108 inci maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu il müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezası ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir.”

Önemli Uyarı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri uyarınca bu yazının izinsiz iktibas edilmesi, sosyal medya veya iletişim grupları yoluyla ya da başka herhangi bir şekilde yayılması ve çoğaltılması yasaktır.

Gazi SERT

Makaleler hakkında kişisel notlar alabilirsiniz. Aldığınız notları yalnızca siz görebilirsiniz.