Belediyelerde Unvan Değiştirmek İçin Unvan Değişikliği Sınavına Girmek Gerekir Mi? “Bir Görüş, Bir Değerlendirme”

  • 453
  • 16.02.2025
  • 1118

Açıklama

Bu yazıda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verdiği bir görüş özelinde, memurların kariyer meslekleri ile ilgili kadrolara geçebilmesi için kurum içi ve kurum dışı ayırımının yapılıp yapılamayacağı değerlendirşlmiştir.

Makale

 

BELEDİYELERDE UNVAN DEĞİŞTİRMEK İÇİN UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVINA GİRMEK GEREKİR Mİ?

“Bir Görüş, Bir Değerlendirme”

Halil MEMİŞ

1. Giriş

Başlığın birçok kişiye ilginç geldiğinin farkındayım. Hatta, “ne saçma bir başlık” diyenlerinizin olduğunu da tahmin edebiliyorum. Böyle olup olmadığına yazının tamamını okuyunca karar verebileceğiniz kesin. Yazar olarak beni bekleyen muhtemel iki sonuç:

- Başlık kadar, içerik de çok saçma.

- Başlık da doğru, içerik de.

Peşinen söyleyelim her ikisi de kabulümüz, zira 1999’dan beri anlatamadığımız, “unvan değişikliği sınavı yapılmamalı, zira kanunen oluşan şartlarla elde edilen unvanlı kadrolara memurları atarken unvan değişikliği sınavı yapmaya gerek olmamalı” yönündeki tezimizin aksine bir görüşle karşı karşıya kaldığınızı düşünebilirsiniz.

Ancak bizim bu iddiamız, meslek unvanlarını kanunla veya kanunun tanıdığı şartları yerine getirerek elde edenlerin bu unvandaki kadrolara sınavla atanmaları yönündeki düzenlemenin yapılmaması/olmaması gerektiği ile ilgilidir. Yoksa, yürürlükte olan ve idari yargı tarafından da iptal edilmemiş olan bir hükmün uygulanmaması ile ilgili değildir.

Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında, dolayısıyla belediyelerde bazı kadrolara atanabilmek için, görevde yükselme sınavı uygulaması getirilmiştir.

Bu uygulama 18.04.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik ile literatüre girmiştir.

Hatta yönetmeliğin ilk adı, “Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik”tir.

Yönetmeliğin ilk adı ile şimdilerde evrildiği adına özellikle dikkat çekmek isteriz.

Çünkü, Yönetmeliğin ilk adında “unvan değişikliği” olmadığı, hatta maddelerinde “unvan değişikliği” ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı halde, şimdiki düzenlemede unvan değişikliğine tabi olan kadrolar için memurları “görevde yükselme sınavı”na tabi tutan uygulamalar ortaya çıkmıştı.

Örneğin, Şef kadrosunda olan “mühendis” bir memurun, “mühendis” kadrosuna geçebilmesi için İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün “görevde yükselme sınavına girmesi zorunlu” şeklindeki yazılı bir görüşü olmuştu.

Bu görüşe karşı, kişi görevde yükselmek istemiyor ki “Şefin emrinde olacak bir pozisyona geçmek istiyor” diye fikir beyan etmiştim.

Sonrasında sorunlu bir alan olduğu için Yönetmelik değişikliğine gidilerek, hem adında hem de içeriğinde unvan değişikliğine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Bilindiği üzere hukuki düzenlemelerde kapsam ve istisnalar mevcuttur. Bu kapsam ve istisnalara ilişkin düzenlemeler de uygulamaya yön verir.

Yukarıda bahsini ettiğimiz genel yönetmeliğin mahalli idarelerdeki uygulaması, bu Yönetmeliğin 15 inci maddesindeki “Belediyeler ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardaki personel için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, il özel idareleri ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardaki personel için İçişleri Bakanlığı; yükseköğretim üst kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarındaki personel için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olmak üzere kurumlar, bu Yönetmeliğin kapsamına giren görevlere atanacaklarda aranacak şartları ve yapılacak sınavlara ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususları Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşünü alarak bu Yönetmeliğe aykırı olmamak üzere çıkaracakları yönetmelikle düzenler.

Bu Yönetmeliğin uygulanması sırasında doğacak tereddütleri gidermeye Devlet Personel Başkanlığı yetkilidir.” hükmüne dayanılarak çıkarılan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik ile gerçekleşmektedir.

2. Yönetmeliklere Kimler Tabidir?

Genel Yönetmeliğin "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik, özel kanunlardaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla;

a) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda,

b) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında,

c) Düzenleyici ve denetleyici kurumlara ait memur kadrolarında,

d) Özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere yapılacak görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanır.”

Peki kimler için uygulanmaz?

Aynı maddeye göre;

f) Bu Yönetmelik kapsamında bulunan ve doktora öğrenimini bitiren personelden, atanılacak görev için aranan ve 6 ncı maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanan toplam hizmet süresine sahip olmaları ve mevzuatla aranan öğrenim şartını taşımaları kaydıyla uzman veya aynı düzeydeki görevler ile daha alt görevlere,

…..

ı) Avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına,

……

 yapılacak atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz."

Peki, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin kapsamına kimler girmektedir?

Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesine göre, bu Yönetmelik belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapan Devlet memurlarından, 5 inci maddede sayılan kadrolara görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle atanacakları kapsar.

Peki, bahsi geçen 5 inci maddeye göre “unvan değişikliği” sınavına tabi tutularak atanılabilecek unvanlar şu şekilde sıralanmıştır[1]:

Antrenör

Hemşire

Programcı

Antropolog

Heykeltıraş

Psikolog

Arkeolog

Hidrobiyolog

Radyoterapist

Avukat

Hidrolog

Ressam

Bakteriyolog

İç Mimar

Restoratör

Balık Adam

İmam

Sağlık Fizikçisi

Bandocu

İstatistikçi

Sağlık Memuru

Biolog

Jeofizikçi

Sağlık Teknikeri

Çocuk Eğiticisi

Jeolog

Sağlık Teknisyeni

Çocuk Eğitimcisi

Jeomorfolog

Sanat Tarihçisi

Çocuk Gelişimcisi

Kameraman

Sosyal Çalışmacı

Çocuk Rehberi ve Gözetimcisi

Kaptan

Sosyal Hizmet Uzmanı

Dalgıç

Kimyager

Sosyolog

Dekoratör

Kütüphaneci

Şehir Plancısı

Desinatör

Laborant

Teknik Ressam

Diş Protez Teknisyeni

Matematikçi

Tekniker

Diyetisyen

Mimar

Teknisyen

Ebe

Mühendis

Tercüman

Ekonomist

Mütercim

Tıbbi Teknolog

Ev Ekonomisti

Odyolog

Topograf

Fizikçi

Ölçü ve Ayar Memuru

Veteriner Hekim

Fizikoterapist

Paleontolog

Veteriner Sağlık Teknikeri

Fizyoterapist

Pedagog

Veteriner Sağlık Teknisyeni

Fotoğrafçı

Peyzaj Mimarı

 

Grafiker

Pilot

 

Bir de altını çizerek ifade edelim ki; bu Yönetmelikle belirlenen görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle atanacakların yazılı ve sözlü sınavda başarılı olmaları gerekir. Bu sınava girip başarılı olmadan, mahalli idarelerde bu kadrolara atanmak mümkün değildir.[2]

3. Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarına Girmede veya Bu Kadrolara Atanmada Kurum Dışı ve Kurum İçi Ayırımına İlişkin Bir Düzenleme Mevcut mudur?

Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 6 ncı maddesine göre bu Yönetmelik kapsamındaki kadrolara atanabilmek için son müracaat tarihi itibarıyla en az bir yıl süreyle atamanın yapılacağı yerel yönetimde çalışmış olmak şarttır. Ancak, ilan edilen kadro için yerel yönetimde bir yıl çalışma şartını taşıyan personel bulunmaması durumunda, söz konusu kadro için yapılacak başvuruda bu şart aranmaz.

Görevde yükselme sınavına girmek için kurumda çalışma süresi öngörülmüş iken, unvan değişikliği sınavına girmek için kurumda (ilgili mahalli idarede) asgari bir çalışma süresi öngörülmemiştir.

Peki, görevde yükselme veya unvan değişikliği sınavına tabi kadrolara kurum içinden sınava girme şartı getirilmiş iken, kurum dışından atanacaklar için herhangi bir istisnaya yer veren düzenleme mevcut mudur, getirilmiş midir?

Unvan değişikliğine tabi yukarıda sayılan unvanlı kadrolara atanmada sadece, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin 19 uncu maddesi ile istisna getirilmiştir. Buna göre;

“a) Aynı hizmet grubunun alt hizmet grubu içinde kalmak kaydıyla, ilgili personelin isteği ve atanılacak kadro için aranan öğrenim şartına ve sertifika gibi belgelere sahip olunması kaydıyla sınav yapılmaksızın genel hükümlere göre atama yapılabilir.

b) Gruplar arası görevde yükselme niteliğindeki geçişler ve alt gruptan üst gruplara geçişler görevde yükselme sınavına tabidir. Yerel yönetimlerde ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında daha önce bulunulan görevler ile bu görevlerle aynı düzey görevlere veya daha alt düzeydeki görevlere, görevde yükselme sınavına tabi tutulmadan genel hükümlere göre atama yapılabilir.

c) Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, alt görevlerde çalışma süresi şartı hariç olmak üzere, aranan diğer özel şartları taşımaları kaydıyla, 5 inci maddede yer alan yönetim hizmetleri grubu, araştırma, planlama ve savunma hizmetleri grubu ve hukuk hizmetleri grubunda gösterilen kadrolar ile unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilirler. Diğer hizmet gruplarında yer alan kadrolara atanmada en az altı ay çalışmış olma şartı aranmaz.

ç) Avukat kadrolarından hukuk müşaviri kadrolarına sınavsız, genel hükümlere göre atama yapılabilir.

d) Bu Yönetmelik kapsamında bulunan ve doktora öğrenimini bitiren personel, atanılacak görev için aranan toplam hizmet süresine sahip olmaları ve mevzuatla aranan öğrenim ve sertifika gibi belgelere sahip olma şartlarını taşımaları kaydıyla, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile aynı fıkranın (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde sayılan kadrolara görevde yükselme sınavına tabi tutulmadan, genel hükümlere göre atanabilir.

e) Unvan değişikliğine tabi kadrolar arasındaki atamalar, ilgili kadro için düzenlenen unvan değişikliği sınavı sonucuna göre yapılır. Mühendis unvanlı kadrodan 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde ve (c) bendinde sayılan kadrolar ile daha alt düzeydeki diğer kadrolara; en az lisans düzeyinde öğrenim gerektiren diğer unvan değişikliğine tabi kadrolardan, aynı fıkranın (d) bendinde sayılan kadrolara; unvan değişikliğine tabi diğer kadrolardan ise aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde sayılan kadrolara, söz konusu kadrolar için aranan öğrenim ve sertifika gibi belgelere sahip olma şartlarını taşımak kaydıyla, sınavsız, genel hükümlere göre atama yapılabilir.

f) Bu Yönetmelik kapsamındaki personelden doktora öğrenimini bitirmiş olanlar, unvan değişikliği sınavına katılmaksızın öğrenimle ihraz ettikleri unvanlara ilişkin kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilirler.

g) Koruma ve güvenlik şefi kadrosundan koruma ve güvenlik görevlisi amiri kadrosuna (a) bendine göre yapılacak atamalarda, koruma ve güvenlik şefi kadrosunda en az iki yıl çalışmış olma şartı aranır.”

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere;

- Görevde yükselme yönetmeliği kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde (Örn: Daire Başkanı, Belediye Başkan Yardımcısı vb) en az altı ay süreyle çalışmış olanlar unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilirler. Unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız atanmanın ilk istisnası bu düzenlemedir.

- Unvan değişikliğine tabi olduğu halde, sınava tabi olmadan bu kadrolara atanabilecekler, görevde yükselme yönetmeliğine tabi olup doktora öğrenimini bitirmiş olanlar, unvan değişikliği sınavına katılmaksızın öğrenimle ihraz ettikleri unvanlara ilişkin kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilirler. Unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız atanmanın ikinci istisnası da bu düzenlemedir.

Bu düzenlemeler dışında maddede unvan değişikliğine tabi kadrolar arasındaki atamaların, ilgili kadro için düzenlenen unvan değişikliği sınavı sonucuna göre yapılacağı net bir şekilde düzenlenmiştir.

Tam olarak unvan değişikliği niteliğinde olmasa da avukat kadrolarından hukuk müşaviri kadrolarına sınavsız, genel hükümlere göre atama yapılabilir.

Mahalli idarelerde dolayısıyla belediyelerde unvan değişikliği sınavına tabi olan kadrolara atanmada başka kurumda çalışanlara herhangi bir ayrıcalık tanınmamış, bunlara ilişkin istisnai bir düzenleme yapılmamıştır.

4. Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün “Hukuk Fakültesi Mezunu Olup İcra Müdür Yardımcısı Kadrosunda Görev Yapan Personelin Yerel Yönetimlerde Münhal Bulunan Avukat Kadrosuna Naklen Atanıp Atanmayacağı” Konulu Görüşü

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü 2/09/2024 tarihinde verdiği E-53773008-622.02-10431855 sayılı görüşünde, özetle “…… yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının mezkûr görüşü çerçevesinde, hukuk fakültesi mezunu olan ve icra müdür yardımcısı kadrosunda görev yapan personelin Belediyenizde münhal bulunan unvan değişikliğine tabi avukat kadrosuna sınavsız, genel hükümlere göre naklen atanabilmesinin ancak avukatlık ruhsatına sahip olması durumunda mümkün olacağı mütalaa edilmektedir.” denilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın görüşünün komiser için olduğunu, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün bu görüşü referans alarak icra müdür yardımcısı için görüş ortaya koyduğunu da ifade etmeliyiz. Hangisi olursa olsun, bizim kanaatimize göre verilen görüşler sıkıntılıdır.

Genel Müdürlüğün görüşünde bahsedilen “mevzuat hükümleri”nde, yukarıda zikrettiğimiz ve değerlendirmesini yaptığımız hükümlerden başka bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Hatta, bizim yukarıda yaptığımız detayda bir analiz de yapılmamıştır.

Görüşte; “Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin;

"Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi kadrolar" başlıklı 5 nci maddesinde, "... (2) Unvan değişikliğine tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir:

a) ...avukat, ..." hükmü,

"Unvan değişikliği sınavına tabi olan kadrolara atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8 nci maddesinde, "(1) Unvan değişikliği suretiyle atanacaklarda aşağıdaki genel şartlar aranır:

a) Unvan değişikliği sınavında başarılı olmak.

b) 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin (B) bendinde belirtilen şartları taşımak." hükmü, "Unvan değişikliği suretiyle atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı 9 uncu maddesinde, "(1) Unvan değişikliği suretiyle atanacaklarda aşağıdaki özel şartlar aranır:

...

d) Avukat kadrosuna atanabilmek için;

1) Hukuk fakültesi mezunu olmak,

2) Avukatlık ruhsatına sahip olmak, ..." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Referans gösterilen Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın 09.01.2024 tarihli ve 201838 sayılı yazısında ise, "Bu itibarla, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yapmak suretiyle mezkûr Genel Yönetmelik kapsamında bulunmayan personelin, unvan değişikliğine tabi kadrolar arasında yer alan avukat kadrosuna ilgili mevzuatla aranan öğrenim, hizmet süresi, belge gibi şartları taşıması kaydıyla sınavsız genel hükümlere göre atanabilmesi mümkün bulunmakla birlikte, söz konusu atamanın yapılabilmesinin, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlamasının esas alınması kaydıyla kurumların takdirinde olduğu değerlendirilmektedir." görüşüne yer verilmiştir.

Görüş yazısının “Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı” görüşüne atıf yapılan tüm kısımlarından, avukatlık ruhsatı olan ancak avukat kadrosu dışında bulunan memurların, avukat kadrosuna atanmasında unvan değişikliği sınavına gireceğine hiç şüphe bulunmamaktadır.

Buna mukabil Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın mezkur görüşünde yer alan “Genel Yönetmelik kapsamında bulunmayan personelin, unvan değişikliğine tabi kadrolar arasında yer alan avukat kadrosuna ilgili mevzuatla aranan öğrenim, hizmet süresi, belge gibi şartları taşıması kaydıyla sınavsız genel hükümlere göre atanabilmesi mümkün” bulunduğu kanaatine nasıl varıldığı anlaşılamamıştır.

Yukarıdan bahsini ettiğimiz Yönetmeliklerde, bu yönetmeliklere tabi olmayanların bu yönetmelik kapsamındaki kadrolara sınavsız atanabileceğine dair hiçbir düzenleme mevcut değildir.

Aksine; Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Naklen atamalar” başlıklı 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Diğer personel kanunlarına (657 sayılı Kanun dışındaki personel kanunlarına) tabi olanların bu Yönetmelik kapsamındaki kadrolara atanmalarında ihraz ettikleri unvanlar, aynı unvanın bulunmaması halinde öğrenim durumu, ihraz ettikleri unvanlar ve ilgili mevzuatı dikkate alınır.” hükmü mevcuttur. Dolayısıyla, Emniyet Hizmetleri Sınıfı 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde düzenlenmiş bir hizmet sınıfıdır ve emniyet teşkilatı mensupları da bu Kanuna, yani 657 sayılı Kanuna tabidir. İcra Müdür Yardımcısı kadroları da aynı maddede düzenlenen Genel İdare Hizmetleri Sınıfına dahil ve 657 sayılı Kanunun kapsamındadır.

Bu nedenle, özel yönetmelikte düzenlenen hususun 657 sayılı Kanun dışındaki kanunlara tabi olanlarla ilgili olduğunu düşündüğümüzde, icra müdür yardımcısı ve komiserin belediyedeki memurlarla aynı personel kanununa tabi olduğuna şüphe bulunmamaktadır.

Kaldı ki, emniyet mensupları ve icra müdür yardımcıları diğer personel kanunlarına tabi olsa dahi maddede yer alan “ihraz ettikleri unvanlar” ifadesinden personel kanunları çerçevesinde bu kadrolara atanmayı ifade etmektedir. İhraz etme, TDK Sözlüğünde “Kazanma, elde etme, erişme” olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, başka personel kanunlarına tabi olanların mahalli idarelerde unvan değişikliği sınavına tabi kadrolara, sınava tabi tutulmadan doğrudan atanabilmeleri için, bulundukları kurumlarda söz konusu bu kadrolara, kendi kanunlarına veya mevzuatına göre atanmış olmaları şarttır.[3]

Esasında, komiser veya icra müdür yardımcısını bahsettiğimiz gerekçelerle “diğer personel kanunlarına tabi” kategorisinde değil, “diğer kamu kurum ve kuruluşları” kategorisinde değerlendirmemiz, bu durumda da bahsini ettiğimiz 23 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre değil, birinci fıkrasına göre değerlendirme yapmamız gerekmektedir.

Bahsini ettiğimiz birinci fıkraya göre; “Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanlardan, bu Yönetmelikte belirtilen aynı unvana, bu unvanla aynı düzeydeki veya daha alt düzeydeki diğer unvanlara, söz konusu unvanlar için mevzuatla aranan öğrenim ve sertifika gibi belgelere sahip olma şartlarını taşımaları kaydıyla, genel hükümlere göre naklen atama yapılabilir. …”

Dolayısıyla, “komiser” veya “icra müdür yardımcısı” 657 sayılı Kanuna tabi olup diğer personel kanunlarına tabi olmadığı, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin uygulanması açısından “diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan” kapsamında değerlendirileceğinden, “avukat” kadrosuna atanabilmeleri için, önceki kurumunda da aynı unvanlı bir kadroda bulunması şarttır. Zira maddede “… görev yapanlardan, bu Yönetmelikte belirtilen aynı unvana” atanması imkan dahilindedir. “aynı unvan” ifadesinin, önceki kurumundaki kadro unvanını ifade ettiğine hiçbir şekilde şüphe yoktur.

5. Değerlendirme ve Sonuç:

Konunun yukarıdaki başlıklarda net bir şekilde izah edildiğini düşünüyoruz. Uygulamanın burada bahsini ettiğimiz görüşler çerçevesinde yürütülmesinin, mahalli idarelerde yer alan benzer şartlara tabi olup, sınavsız unvan değişikliği yapamayanlar açısından da eşitsizlik ve haksızlık olacağı kesindir. Bir uygulamanın hukuki olabilmesi, eşitliği ve hakkaniyeti gözetmesiyle orantılıdır.

Bu vesile ile başka bir hususu gündeme getirmek istiyoruz.

Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, unvan değişikliği sınavı getirmek genel olarak yanlış bir uygulamadır. Buraya kadar yaptığımız değerlendirme, bir kez daha ifade edelim ki, yürürlükteki yönetmeliklerin hükümleri çerçevesinde yapılan bir değerlendirmedir. Gerçek görüşlerimiz ise, yönetmeliklerin esasında unvan değişikliği açısından yanlış olduğu yönündedir.

Bu çerçevede belirtmeliyiz ki; Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’te yer alan unvan değişikliği sınavına tabi kadro unvanlarının hepsi, ilgilileri tarafından kanunen elde edilmiş unvanlardır.

Örneğin 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesine göre; birinci maddenin (a) ve (b) fıkralarında yazılı vesikaları haiz bulunanlara (Yüksek mühendis) veya (Yüksek mimar) ve (c) ve (d) fıkralarında yazılı vesikaları haiz bulunanlara da (Mühendis) veya (Mimar) unvanı verilir. Bu unvanlar diploma veya ruhsatnamelere de derç olunur.[4] Yani Mühendis ve Mimarlar, Fakültelerini bitirdiklerinde aldıkları diploma ile Kanunen mühendis ve mimar olmaktadırlar. Kanunen mimar ve mühendis olanlara bu görevi yaptırmak için tekrar bir sınava tabi tutmak işin doğasına aykırıdır.

Aynı şekilde 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu’nun 1 inci maddesine göre de, Türkiye’de üniversitelerin hemşirelik ile ilgili lisans eğitimi veren fakülte ve yüksekokullardan mezun olan ve diplomaları Sağlık Bakanlığı’nca tescil edilenler ile öğrenimlerini yurt dışında hemşirelik ile ilgili, Devlet tarafından tanınan bir okulda tamamlayarak denklikleri onaylanan ve diplomaları Sağlık Bakanlığı’nca tescil edilenlere Hemşire unvanı verilir. Burada da aynı durum mevcuttur.

Bu örnekleri detaylandırabiliriz.

Sonuç şuraya varmaktadır: Kanunen verilen unvanları Yönetmelikler, dolayısıyla idareler kabul etmemekte, bu unvanları elde edebilmeleri için ilgililer tekrar sınava tabi tutulmaktadır. Halbuki, yeni mezun bir mimar, mühendis, hemşire veya diğer unvan değişikliği sınavına tabi unvanlara sahip olan meslek erbapları, ilk defa memuriyete atanırken bu unvanlı kadrolara doğrudan, sadece memuriyet sınavıyla atanabilmekte, ancak aynı unvanlı bir kişi memuriyet sınavıyla başka bir kadroya atanmışsa, memuriyette iken unvan değişikliği sınavına girmeden kanunen kazandığı, ihzar ettiği unvana atanamamaktadır.

Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Naklen atamalar” başlıklı 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında geçen “ihraz ettikleri unvanlar” ifadesi tam da bizim burada bahsettiğimiz kanunen elde etmeyi ifade etmektedir.

Maddeye göre diğer personel kanunlarına (657 sayılı Kanun dışındaki personel kanunlarına) tabi olanların, örneğin Avukat unvanını kanunen (unvan değişikliği sınavına girmeden) ihraz etmesi halinde bu unvana atanması mümkün iken, aynı kanuna tabi olan memurların bu unvanı aynı şekilde “kanunen ihraz etmesi”ne rağmen atanamıyor olması, ayrıca unvan değişikliği sınavına tabi tutuluyor olması kabul edilebilir bir durum mudur?

Bu hazin bir çelişkidir!

Esasında hangi kurumda olursa olsun, tabi oldukları personel kanunlarına göre bu unvanlarına atanmış olup olmadıklarına bakmadan, yönetmelikte unvan değişikliği sınavına tabi unvanları, kanunen kazanmış olanların, bu sınava girmeden bu unvanlı kadrolara atanmasının önü açılmalı, yönetmeliklerde bu yönde düzenlemeler yapılmalıdır.

Bu konunun üzerinde durmaya devam edeceğiz, başından beri hatalı olduğunu ifade etmeye ve sesimizi duyurmaya gayret göstereceğiz.



[1] Karışıklık olmaması için tek tek listeleme yöntemi seçilmiştir.

[2] Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik Madde 10.

[3] Bu kanaatimiz, bu yazının “değerlendirme ve sonuç” bölümünde ortaya koyacağımız görüşümüzden farklıdır. Bunun nedeni, bu yazıdaki genel değerlendirmeyi, yürürlükteki yönetmeliklerin hükümleri çerçevesinde yapmak mecburiyetinde olmamızdır. Diğer bir ifade ile “Değerlendirme ve Sonuç” başlığına kadar yaptığımız değerlendirme yürürlükteki hükümler çerçevesinde değerlendirilmelidir.

[4] Madde 1 – Türkiye Cumhuriyeti hududları dahilinde mühendislik ve mimarlık unvan ve salahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin aşağıda yazılı vesikalardan birini haiz olmaları şarttır:

a) Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteblerinden verilen diplomalar;

b) Programlarının yüksek mühendis veya mimar mektebleri programlarına muadil olduğu kabul edilen bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler;

c) Türk Teknik Okulu mühendis kısmı ile programlarının buna muadil olduğu kabul edilen memleket dahilindeki diğer mühendis veya mimar mekteblerinden verilen diplomalar;

d) Programlarının Türk Teknik Okulu Mühendis kısmı programlarına muadil olduğu kabul olunan bir ecnebi mühendis veya mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler.

Önemli Uyarı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri uyarınca bu yazının izinsiz iktibas edilmesi, sosyal medya veya iletişim grupları yoluyla ya da başka herhangi bir şekilde yayılması ve çoğaltılması yasaktır.

Halil MEMİŞ

Makaleler hakkında kişisel notlar alabilirsiniz. Aldığınız notları yalnızca siz görebilirsiniz.