Yıllık İzinlerin Kısım Kısım Kullanılmasında Amirin Takdir Yetkisi

  • 128
  • 22.01.2016
  • 2780

Açıklama

UYARI: Makale’nin tamamına, sitemize üye girişi yaptıktan sonra ulaşabilirsiniz. Siteye üye değilseniz, lütfen ÜYE OL butonuna tıklayarak üye olunuz. Üyelik esnasında, girilen bilgilerin şüpheli olması halinde, üyeliğiniz silinecektir.

Makale

YILLIK İZİNLERİN KISIM KISIM KULLANILMASINDA AMİRİN TAKDİR YETKİSİ

Halil MEMİŞ

Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri

I- Giriş

Temelde, tüm çalışanlar gibi, Devlet memurlarının da belirli bir süre dinlenmeleri, dayanağını Anayasamızda bulan bir haktır. 1982 Anayasamızın 50. maddesinin 3. fıkrası, “dinlenmek, çalışanların hakkıdır.” hükmü ile dinlenmeye insan sağlığı bakımından değer vermiştir.

Çalışma saatleri içinde, görevi başında bulunmak memur için nasıl bir yükümlülük ise, dinlenmekte aynı şekilde memura tanınmış bir haktır. İzin, dinlenme hakkının tabii bir kullanım şeklidir.

657 sayılı Kanun ile, dört çeşit izin kabul etmiştir. Bunlar;

- Yıllık izin,

- Mazeret izni,

- Hastalık izni,

- Aylıksız izin,

olarak sıralanabilir.

Memurların yıllık izin süresi, hizmet süreleri ile ilişkilendirilmiştir. Buna göre; hizmet süresi arttıkça kullanılabilecek izin süresi de artmaktadır. Şöyle ki;

Hizmeti;

- 1 yıldan 10 yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için 20 günlük,

- 10 yıldan fazla olanlar için 30 günlük izin süresi vardır.

Belirtilen bu hizmet sürelerine hangi sürelerin dahil edilmesi gerektiği konusunda değişik tereddütler yaşanmaktadır. Daha önceleri 140 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde, izin sürelerinin hesaplanmasına esas hizmet süresinin, hangi statüde olursa olsun sadece kamu kurumlarında geçmiş hizmet süreleri toplamını ifade edeceği belirtilmişti.

Bu konudaki en son açıklamalar, 154 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır([1]).

Özel şahsa ait bir fabrikada işçi statüsünde geçen hizmet süresi, ilgili memurun emekli intibakında değerlendirilmiş olsa bile, memuriyet kazanılmış hak aylık derecesinde dikkate alınamayacak türden ise, yıllık izin süresinin takibinde dikkate alınmaz([2]).

Muvazzaf askerlikte ve yedek subaylıkta okul devresinde geçen süreler de ise dikkate alınır.

Bunun yanında; aylıksız izinlerin hangi durumlarda bu 10 yıllık sürenin hesabında dikkate alınacağı konusunda herhangi bir düzenleyici hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının 22.11.2000 tarihli mütalaası konuya açıklık kazandırmaktadır.

Söz konusu mütalaaya göre; 657 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince verilecek ücretsiz izinlerin kullanımı sırasında, prim ödemek suretiyle geçen sigortalı hizmetler ve T.C. Emekli Sandığına kesenek ve karşılıkları ödenerek geçen süreler, 10 yıllık hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.

Memur yıllık iznini, bulunduğu belediye sınırlarının dışında geçirecek ise, zorunlu hallerde ve yetkili amirin uygun bulması halinde gidiş ve dönüş için ikişer gün olmak üzere yıllık izinle birlikte dört günü geçmemek üzere yol izni verilebilir. Zorunlu hallerin neler olacağını memurun görev yaptığı kurum belirleyecektir.

Bunun yanında, bir yıllık hizmetini doldurmayan aday memura yıllık izin verilemez.

II- Yıllık İzinlerin Kullanılması:

Yıllık izinlerin kullanılmasında hem memurun hakkını, hem de kamu hizmetinin aksatılmasını önleyecek bir takım tedbirler öngörülmüştür. Kanunun 103. maddesine göre; “Yıllık izinler amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer....” Bu son cümle, 06.07.1995 tarih ve 562 sayılı KHK ile getirilmiştir. Bu değişiklikten önceki hali ise; “Bu takdirde önceki yıllara ait kullanılmamış izin hakları düşer.” şeklinde idi.

Konuyu tek tek unsurlarını vererek izah etmek suretiyle daha iyi anlaşılmasını sağlamak mümkündür. Buna göre; izinlerin kullanılmasında şu hususlara uyulmalıdır:

- Yıllık izinler, ancak amirin uygun bulacağı zamanlarda kullanılabilir. Ayrıca, yıllık izinlerin ait olduğu yıl içinde kullanılmasının asıl, o yıla ait kullanılamayan iznin ise müteakip yılda kullanılmasının istisnai bir durum olması nedeniyle, memurların yıllık izinlerinin cari yıl içinde, hizmetlerin aksatılmaması kaydıyla bir program dahilinde kullandırılmasına azami dikkat gösterilmelidir.

- Yıllık izinlerin toplu olarak kullanılması mecburi olmayıp, parça parça da kullanılması mümkündür.

- Yıllık izinlerin tamamının veya bir kısmının ait olduğu yıl içinde kullanılamaması durumunda kullanılamayan yıllık izin, bir sonraki yılın izni ile birlikte toptan veya kısım kısım kullanılabilecektir.

- Devlet memurlarınca kullanılamayan izinlerin müteakip yılda kullanılabilmesi için memur tarafından dilekçe verilmesine veya kurum tarafından onay alınmasına gerek bulunmamaktadır.

- Bir önceki yıldan devreden izin ile cari yıl izni toplamının kısmen veya tamamen kullanılamaması halinde, sadece cari yıl iznine tekabül eden kısmının bir sonraki yılda kullanılması mümkündür. Bu şekilde, yıl içinde kullanılan izinler öncelikle bir önceki yıldan devreden izin sürelerinden mahsup edilecektir.

- Bir önceki yıldan devreden izin süresinin mutlaka devrettiği yıl içinde kullanılması gerekmektedir. Bu şekilde devreden ve kullanılamayan izin süresi müteakip yıla da devredilemeyecektir.

- Her ne suretle olursa olsun, gelecek yılların iznine mahsuben yıllık izin verilmez.

III- İzinlerin Kısım Kısım Kullanılmasında Amirlerin Takdir Yetkisi

Yukarıda da belirtildiği üzere, Kanunun 103. maddesine göre; “Yıllık izinler amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir…”

Bu hükmün uygulanmasında bazı tereddütler ortaya çıkmıştır. Özellikle, amirin kısım kısım izin kullandırırken en az kaç gün izin kullanılmasına izin vereceği hususu üzerinde en çok tartışılan konulardan birisidir. Gerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ve gerekse diğer Kanunlar ve ikincil mevzuat (Yönetmelikler) ile Tebliğ, genelge ve görüşlerin hiç birisinde bu konu ile ilgili olarak bağlayıcı ve kısıtlayıcı düzenleme bulunmamaktadır.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere, yıllık izinler kullanılırken;

- Amirin uygun bulacağı zamanların esas olduğu,

- İzinlerin toptan kullandırılabileceği veya,

- İzinlerin ihtiyaca göre kısım kısım da kullanılabileceği/kullandırılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Kısım kısım kullandırılacak izinlerde, en az sürenin kaç gün olması gerektiği konusunda hiçbir yasal düzenleme mevcut değildir. Herhangi bir sınırlama ve düzenleme olmaması karşısında, yetkili amirler ihtiyacı ve hizmet gereklerini göz önüne alarak izinlerin parça parça kullanılması durumunda takdiren en az izin kullanma süreleri öngörebilir.

En az sürelerin öngörülmüş olması ve bunun bir yazılı metne (Yönerge, Onay vb) bağlanmış olması, yetkili amirin hizmet gereklerinin zorunlu kılması veya memurun ihtiyacının gerektirmesi halinde daha az sürelerle izin verilemeyeceği anlamına gelmemelidir ve gelmemektedir.

Memurlara yıllık izin uygulamalarında 7 veya 15 günden az izin verilip verilemeyeceği ile idarenin yıllık iznin kullanılma süresini belirleme yetkisinin kapsamına ilişkin olarak görüş istenmesi üzerine, Devlet Personel Başkanlığının verdiği 13/07/2012 tarih ve 11967 tarihli görüşte;

- Yıllık izinlerin amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği belirtilerek zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olup,  5 veya 7 gün yıllık izin talebinde bulunan personele, bu süreler kadar izin verilmesine engel bir düzenlemenin bulunmadığı,

- Yıllık izin talebinde bulunan personele verilen iznin bitimine tekabül eden ve yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi - Pazar günlerinin tatil olarak düzenlendiği hususundan hareketle yıllık izne dahil edilmesinin uygun olmadığı,

- Kamu hizmetlerinin sevk ve idaresinin kesintisiz olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla, memurların yıllık izin haklarını kullanma zamanları bakımından amirlere tanınan takdir yetkisinin mevzuatın çizdiği sınırlar içinde, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun bir şekilde, kamu hizmet ve gerekleri ile kamu yararı amacıyla kullanılması gerektiği değerlendirilmekte olup, bu bağlamda bahse konu takdir yetkisinin Anayasal ve yasal olarak tanınmış bir haktan ilgililerin faydalanamaması sonucunu doğuracak şekilde kullanılmamasının uygun olacağı,

mütalaa edilmiştir.

Sözkonusu mütalaadan da anlaşılacağı üzere, yetkili amirler memurlara 5 veya 7 gün izin verebilirler. Bu süreler, 10, 13, 15 gün veya daha farklı da olabilir.

Burada dikkate alınacak kriterler, mütalaada da belirtildiği üzere;

- Kamu hizmetlerinin sevk ve idaresinin kesintisiz olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla,

- Memurların yıllık izin haklarını kullanma zamanları bakımından amirlere tanınan takdir yetkisinin mevzuatın çizdiği sınırlar içinde, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun bir şekilde,

- Kamu hizmet ve gerekleri ile kamu yararı amacıyla kullanılmasıdır

İdarelerin yapacakları iç düzenlemeler ile tüm memurlarını kapsayacak şekilde öngörecekleri sınırlamalar ve/veya düzenlemeler eşitlik ilkelerini bozmadığı gibi mevzuatın tanıdığı takdir hakkının herkese aynı uygulanması sonucunu doğurduğu için de adaletli kabul edilmelidir.

Takdir yetkisinin kullanılmasında dikkat edilecek husus ise, takdir yetkisinin Anayasal ve yasal olarak tanınmış bir haktan ilgililerin faydalanamaması sonucunu doğurmaması gerekliliğidir.

Anılan görüşte, yıllık izin kullanımında amirlerin takdir yetkisinin sınırı ile yıllık izin bitimine tekabül eden ya da yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi-Pazar günlerinin yıllık izne dahil edilmesinin uygun olmadığı da mütalaa edilmiştir.

Görüşte, yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi - Pazar günlerinin yıllık izne dahil edilmesinin mümkün olmayacağının öngörülmesi, bazı görüş sahiplerinin ileri sürdüğü gibi yıllık izinlerin son bir veya iki gününün Cumartesi ve/veya Pazar gününe denk gelmesi halinde bu iznin verilemeyeceği ve bu şekildeki uyugulamanın hukuksuz olacağı anlamına gelmemektedir.

Görüşte bahsedilen husus, Pazartesinden başlamak üzere kullandırılan 7 günlük iznin son iki gününün Cumartesi ve Pazar gününe denk gelmesi ve iznin Pazar (dahil) günü bitmesi halinde, bu günlerin yıllık izne dahil edilemeyeceği hususu değildir. Zira, Devlet memurlarının izinlerinde hafta tatili günleri de yıllık izin günlerinin içerisinde sayılır.

Burada kastedilen husus, yıllık iznin hafta tatilinden önceki son mesai gününde bitmesi halinde, takip eden Cumartesi ve Pazar günlerinin de izne dahil edilerek, kalan yıllık izin hakkından düşülemeyeceğidir.

Şöyleki, 5 gün izin alarak Pazartesi günü yıllık iznini kullanmaya başlayan bir memurun izninin Cuma günü bitmesine karşılık, sırf Cumartesi ve Pazar gününün de tatil olması nedeniyle, bu günlerin de yıllık izne dahil edilerek yıllık izinden sayılması öngörülemeyecektir.

Devlet Personel Başkanlığının 26/05/2008 tarih ve 9556 sayılı mütalaasında da aynı husus şu şekilde yer almıştır: "…. Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde yıllık iznin kullanılacağı zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olmakla birlikte, 5 gün yıllık izin talebinde bulunan personele, verilen bu izne, iznin bitimine tekabül eden ve yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi Pazar günlerinin dahil edilmesinin uygun olmadığı değerlendirilmektedir."

Yine aynı şekilde 8 gün izin alan bir memurun iznine Cuma günü başlaması halinde, izin bitimi olan sonraki Cuma gününü takip eden Cumartesi ve Pazar gününün de yıllık izinden düşmeyeceğinin kabulü zorunludur. Ancak örneklerimizin birincisinde 7 gün, ikincisinde ise 10 gün izin verilmiş olması halinde, izin sürelerinin Cumartesi ve Pazar gününü de kapsaması, bu günlerin yıllık izinden düşülemeyeceği anlamına gelmeyeceği gibi, sırf izin bitimine bu günler denk geldi diye böyle bir uygulama yapılmayacağını kabul, hukuken doğru olmayacaktır.

Pazartesi gününden başlayarak kullanılan bir yıllık iznin son iki gününün Cumartesi ve Pazara denk geldiğinden dolayı böyle bir uygulama yapılamayacağı yönündeki bir kabul, haftada Pazartesinden başka bir günde yıllık izin başlangıcı olamaz şeklinde bir kabulde bulunmaktan farklı bir şey değildir. Peki, 7 gün izin kullandırılan bir memurun izninin Çarşamba'dan itibaren başlıyor olması halinde de verilen 7 günlük izin hukuka aykırımı mı olacaktır? Buna verilecek (daha doğrusu verilemeyecek cevap) cevap, tüm sorunu çözecektir.

Kısacası; görüşlerde de yer aldığı üzere, hukuken uygun bulunmayan husus verilen iznin son bir veya iki gününün Cumartesi ve/veya Pazar gününe denk gelmesi değil, kullandırılan yıllık iznin Cuma günü bitiyor olması durumunda hemen ertesi günün mesai günü olmayıp hafta tatili olması nedeniyle Cumartesi ve Pazar günlerinin yıllık izinlere dahil edilip edilemeyeceğidir.

Kısaca, verilen iznin içinde yer alan tatil günleri ister iznin ortasına ister bitimine gelsin, verilen izin süresinin içinde olduğu takdirde yıllık izinden sayılmalıdır. Bu durum hukuka aykırı değil, aksine tam hukuki olan durumdur.

Devlet Personel Başkanlığının Bazı Görüşleri

ÖZET: Yıllık izin kullanımında amirlerin takdir yetkisinin sınırı ile yıllık izin bitimine tekabül eden ya da yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi-Pazar günlerinin yıllık izne dahil edilip edilmeyeceği hk. (13/07/2012-11967)

Sendikanız üyelerinden gelen talepler doğrultusunda, memurlara yıllık izin uygulamalarında 7 veya 15 günden az izin verilip verilemeyeceği ile idarenin yıllık iznin kullanılma süresini belirleme yetkisinin kapsamına ilişkin Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere, Anayasanın “Çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlıklı 50 nci maddesinde; “…Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.” hükmü yer almakta olup, bu hükme istinaden 657 sayılı Devlet Memurlar Kanununun “İzin” başlıklı 23 üncü maddesi ile; “Devlet memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler.” hükmü, 99 uncu maddesi ile; “Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir.  Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir. Ancak özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabilir. Bakanlar Kurulu, yurt dışı kuruluşlarda hizmetin gerektirdiği hallerde, hafta tatilini Cumartesi ve Pazardan başka günler olarak tespit edebilir.” hükmü, 102 nci maddesi ile de; “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.” hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, mezkur Kanunun “Yıllık izinlerin kullanılışı” başlıklı 103 üncü maddesinde; “Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izliyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer. Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez. Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir.” düzenlemesi yapılmıştır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

- Yıllık izinlerin amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği belirtilerek zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olup,  5 veya 7 gün yıllık izin talebinde bulunan personele, bu süreler kadar izin verilmesine engel bir düzenlemenin bulunmadığı,

- Yıllık izin talebinde bulunan personele verilen iznin bitimine tekabül eden ve yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi-Pazar günlerinin tatil olarak düzenlendiği hususundan hareketle yıllık izne dahil edilmesinin uygun olmadığı,

- Kamu hizmetlerinin sevk ve idaresinin kesintisiz olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla, memurların yıllık izin haklarını kullanma zamanları bakımından amirlere tanınan takdir yetkisinin mevzuatın çizdiği sınırlar içinde, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun bir şekilde, kamu hizmet ve gerekleri ile kamu yararı amacıyla kullanılması gerektiği değerlendirilmekte olup, bu bağlamda bahse konu takdir yetkisinin Anayasal ve yasal olarak tanınmış bir haktan ilgililerin faydalanamaması sonucunu doğuracak şekilde kullanılmamasının uygun olacağı,

mütalaa edilmektedir.

ÖZET: Yıllık iznin kısım kısım kullanımı ve yıllık izni bulunan memura mazeret izni verilip verilemeyeceği hk. (04/04/2011-3419)

Yıllık izinler ile mazeret izinlerinin kullanımı ve sürelerin hesaplanması ile ilgili hususlarda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı incelenmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ‘İzin’ başlıklı 23 üncü maddesinde; "Devlet memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler." hükmüne 102 nci maddesinde "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." hükmüne  103 üncü maddesinde de; "Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer.

Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilemez.

Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir. " hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, mezkur Kanunun 104 üncü maddesinde doğum, ölüm, evlilik ile ilgili mazeret izinleri düzenlenmiş olup, (C) fıkrasında ise; “(A) ve (B) fıkralarında belirtilen hâller dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden düşülür. ” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde; yıllık izinlerin amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği belirtilerek zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olup, 1-2 gün yıllık izin talebinde bulunan personele bu süreler kadar izin verilmesine engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca, mezkur Kanunun 104 üncü maddesinin (C) fıkrasında yer verilen mazeret izninin, yıllık izne ilave bir izin gibi görülmemesi gerektiği, yıllık izin hakkı olan personele bazı istisnai durumlarda anılan madde kapsamında mazeret izni verilmesi mümkün olmakla birlikte amirin bu konuda takdir yetkisinin olduğu, takdir yetkisi kullanılırken mazeretin niteliği ile birlikte ilgilinin yıllık izin hakkının olup olmadığı hususunun da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmasının uygun olacağı mütalaa edilmektedir.

ÖZET: İdarenin yıllık izinlerin kullanımı esnasında izinin bitimine tekabül eden Cumartesi ve Pazar günlerinin izin süresine dahil edilip edilemeyeceği ilişkin (26/05/2008-9556)

Yıllık izinlerin kullanımı esnasında izinin bitimine tekabül eden Cumartesi ve Pazar günlerinin izin süresine dahil edilip edilemeyeceği hususunda görüş talebinde bulunduğunuz ilgi yazı incelenmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ‘İzin’ başlıklı 23’üncü maddesinde; "Devlet memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler." denilmektedir. Mezkur Kanunun 102’nci maddesinde "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." hükmü  ve 103’üncü maddesinde de; "Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer... " hükmü  yer almaktadır.

Diğer taraftan, mezkur Kanunun Çalışma Saatleri başlıklı 99’uncu maddesinde “Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir.

Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.” hükmü bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde yıllık iznin kullanılacağı zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olmakla birlikte, 5 gün yıllık izin talebinde bulunan personele, verilen bu izne, iznin bitimine tekabül eden ve yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi Pazar günlerinin dahil edilmesinin uygun olmadığı değerlendirilmektedir.

 

[1] Tebliğ Metni: “Bilindiği üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yıllık izin” başlıklı 102 nci maddesinde;

 “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan 10 yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.”

  hükmü yer almaktadır.

  17.8.1995 tarihli ve 22377 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 140 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin (A) bölümünün ikinci paragrafında; maddede geçen “hizmet” deyiminden, hangi statüde olursa olsun sadece kamu kurumlarında geçmiş hizmet süreleri toplamının anlaşılması gerektiği yönünde açıklama yapılmıştı.

  Belirtilen açıklamalar doğrultusunda tesis edilen idari işleme muhatap Avukatlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan bir kısım personel tarafından açılan dava sonucunda, Danıştay Onikinci Dairesince verilen 26.11.1998 tarihli ve Esas No:1995/11088, Karar No:1998/2881 sayılı Kararda, davacının memuriyete girmeden önce serbest avukatlıkta geçen ve 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi uyarınca memuriyette geçmiş gibi sayılarak derece yükselmesi ve kademe ilerlemesinde (intibakında) değerlendirilen hizmet sürelerinin, yıllık izin süresinin hesabında değerlendirilmesi gerektiğine hükmedilerek, 140 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin (A) bölümünün ikinci paragrafı iptal edilmiş, davalı idarelerin temyiz talepleri üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 9.11.2001 tarihli ve Esas No:1999/938, Karar No:2001/767 sayılı Kararıyla da anılan iptal Kararı onanmış bulunmaktadır.

  Bu itibarla, uygulama birliğinin sağlanması, ihtilafların kısa sürede çözümlenmesi ve gereksiz yargılama gideri ödenmemesi bakımından;

  1- Yıllık izin sürelerinin hesabında, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilen hizmet sürelerinin dikkate alınması,

  2- Başkanlığımızca daha önce bu tebliğe aykırı olarak verilen görüşlerin dikkate alınmaması,

  gerekmektedir.”

[2] Daıştay 12. Dairesinin 5.11.1998 tarih ve E:1995/4297, K:1998/2646 sayılı Kararı.

İlgili Kanunlar

Önemli Uyarı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri uyarınca bu yazının izinsiz iktibas edilmesi, sosyal medya veya iletişim grupları yoluyla ya da başka herhangi bir şekilde yayılması ve çoğaltılması yasaktır.

Halil MEMİŞ

Makaleler hakkında kişisel notlar alabilirsiniz. Aldığınız notları yalnızca siz görebilirsiniz.